9 Mayıs 2011 Pazartesi

Yorgun

Hafta sonu yine evimin şeklini değiştirdim. Ne yorucu bir gündü. Ama istediğim gibi oldu doğrusu, nihayet ruhum huzura erdi gibi. Ama her yerim tutulmuş. Tabi hareketsizlikten oluyor bunlar. Hani Buz Devri filminde bir tembel hayvan varya aynen öyleyim :) Bütün gün oturuyorum töbe töbee... Yani bişi dicem diyemiyorum Allah sağlık vermiş sıhhat vermiş ama kıymetini bilmiyorum.

Mavişin öldüğünü duyunca paşada üzüldü. Harbi çok tatlı bir şeydi çok sıcakkanlıydı. Bambaşkaydı. Kendimi çok suçlu hissediyorum iyi bakamadım mı diye düşünüyorum benim yüzünden mi öldü diye düşünüyorum :((

Bir tane daha mübiş aldık evdeki yalnız kalmasın diye. Evdeki biraz vahşiydi yeni gelen ondan da vahşi. Pek bir minik, pek bir vahşi... O minnacık boyuyla acaip ısırıyor, canavar... Hatta evdeki büyük olan mübişe bile bir gagak atıverdi. Oncağazımda aman bana arkadaş geldi diye sevinirken bir kaç tüyünden oldu, şimdi ayrı kafesteler :) Pirana olcakmış yanlışlıkla mübiş olmuş :) Ama alışabilir gibide geldi çok işim var sanırım onla aman uğraşırım nolcek. Olmazsa vahşi vahşi yaşar gideriz....

Bu sabahki maceramı yazmayı unutmuşum. Dün sabaha kadar çalışınca bu sabahta ayılamayıp geç kaldım tabiki. Uykulu uykulu evden çıkmışım sırtımda kocaman laptop gözlerim yarı kapalı bayırı tırmanıyordum. Komuşunun bahçeli evi var, oraya köpek bağlamışlar şööle kocaman bir çoban köpeği. Ben onu o bana carrlayana kadar farketmedim yukarı tırmanırkene. Hiç yoktu orda öyle bir köpek. Havhavhav Allah ım dedim sana geliyorum, bastım çığlığı valla. O kadar korktum ki Allah senin cezanı vermesin diye bağardığımı hatırlıyorum. Allah tan bağlıymış yoksa o beni yerdi valla. Sanki bahçeye girmeye çalışmışım ben caddeden geçiyodum itoğluit nolcak.... Eyvah eyvahtaki Ata Demirer misali hopladım valla... Eğerki sahibi perdenin arkasından neyim beni gördüyse gülmekten ölmüştür. Sölene sölene yoluma devam ettim hemide öyle içimden felam değil :))) Sahibinin benim o halimi görüp kıskıs güldüğünü düşününce, bende gülmeye başladım. Acaip ayıldım haaa.... Derlerya bi silkin kendine gel aynen öyle oldu :))) Ceryan çarpmışa döndüm...

3 Mayıs 2011 Salı

:((

Dün akşam eve gittiğimde kuşum ölü buldum. Çoook üzgünüm, elime aldım buz gibi... Sevdim konuştum. Yapabileceğim bir şey olsaydı keşke. Oysa daha sabah elime gelmeye çalışıyordu. Anlayamamak ne kötü.

Yokluğumu fırsat bilip odamı düzenimi kendince değiştiren annemle tartıştım. En ufak kağıdı bile tek tek kurcalamış pes yani, pess.... Muhtemelen o esnada odamın kapısını açık bıraktı uzun süre. Kuşta iyice hastalandı tabi.

Keşke gitmeseydim, böyle olmazdı o zaman :(((

2 Mayıs 2011 Pazartesi

Şimdi oralarda olmak vardı....

Ahh iki gün kaldım Antalyada iş için tabiki. Giderken gitmek istemedim, ordaykende dönmek istemedim. Millet tatil sezonunu açmış. Halim pek bir acayipti. Ben kışlık botlar ve hırkamla birden bikinili insanların arasında kaldım :))) Gülsem mi ağlasam mı.... Topuklularla plaja indim bata çıka... Böyle plaja kadar giden tahtalı bir yol yapmışlar. ama dar tabiki, insanlar bana ordan yürümem için yol verdiler ayağımdaki toopuklulara bakıp bakıp :))) Rezalet ama napiim toplantı diye gittik biz ne biliim böyle lüks bir tatil köyüne düşeceğimi... Ahh biramı alıp sahil kenarında oturmayı o kadar isterdim kii.... Hatta ayak parmağımın ucuylada olsa o tertemiz suya dokunmayı. İçimde ukde kaldı vallahi... Dönerken çok bi duygulandım bir güncük daha kalsam nolurki diye söylene söylene geldim. Gitmesem görmesem daha iyiydi. Buraya bir geldim burda yağmur karanlık soğuk bir hava.... Bööööğğkk.... Göz görmeyince gönül katlanıyormuş bu günkü Pazartesi sendromu her zamankinden daha fazla. Çalma telefon çalma....

Müşterilerde bir arıza. Kendi başına abuk sabuk iş yapmış benim düzeltmemi istiyor. Bana ne yaaa, bana ne. Diyemiyorum tabi.

Yavrucaklarım minik kuşlarım tüylenmiş ben gelesiye kadar. Akşam onlara mama hazırlıcam. Zira o kuşlara yabani derler ama benimkiler elimi gagaklıyacak kadar samimi. Onları ellerimle beslediğimden elimi ne zaman uzatsam yemek var sanıyorlar. Yumurtadan bir mama yapıyorum onlara yem yemez oldular. O mamayı bir veriyorum anında tükeniyor. Onları izlemek çok büyük bir keyif. Yavrularda seslenmiş. Cırk cırk ötüyorlar. Anne kuş üzerlerine yatıyor arada bir yavrular bir gagaklıyor alttan anneyi anne hop diye zıplıyor yerinden :)))

Annem odamı talan etmiş. Kitaplarımı başkalarına dağıtmak üzereyken yetişmişim.... Ne diim ki annem işte :))

Off gelde çalış şimdi. Şimdi orda plajda şööle sımsıcak güneşin altında olmak vardı. Immhh mis gibi misss.... Ühühüühüüü .......