28 Haziran 2010 Pazartesi

Biz İşimize Bakalım

Her yerim dursa beynim durmuyor. Sözde düşünmüyorum. Cırcırcır söyleyemediklerim dönüyor beynimin içinde. Gerçi vaktiyle benim söyleyipte senin algılayamadıkların. Senin için mutlu olmamı istiyorsun. Allah ım ben nerde yanlış yaptım.....Arama diyecek kadar yürekli olsam bu dertten kurtulacağıma eminim. Maksat döğüşe döğüşe öldü desinler :P

Bu gün daha iyiyim. Üzülmek gelmiyor içimden. Hatta finaldeki Behlül gibi sırıtarak Behlül kaçar demek geliyor içimden. :D

Cumartesi müthiş bir temizlik krizindeydim. Her yeri köşe bucak sildim. Her şeyin acısını toz bezinden çıkardım. En son bulaşık seansında artık belimin ağrısından omzumu duvara dayayarak yıkamaya devam ettim. :)

Pazarda hiç yataktan çıkmadım akşama kadar film izledim. VEDA filmini izledim. Çoooooook süperdi, bir daha izledim. Sinan Tuzcuda cuk oturmuş filme. Ahh bunu sinemada izlemek vardı.




Sonra Dersimiz Atatürk'ü izledim oda güzeldi. Birbirini tamamlıyor gibiydi.



Halit Ergenç oyuncu olarak severim ama Atatürk'ü canlandıracağını duyunca yaaa ondan Atatürk mü olurmuş , onun gözleri pörtlek pörtlek demiştim. Geri aldım lafımı, olmuş valla :)


En sonda bunu izledim. Valla buda on numara filmmiş doğrusu tavsiye ederim.

Sonrada 4 Temmuzda gireceğim DGS sınavını hatırlayıp aboooww ben hiç çalışmadım ya nidalarıyla gecenin onunda ders çalışmaya başladım :) Kitaplarla sarmaş dolaş bir gece daha. Bu yaşıma kadar okudum bir şey olamadım, bakalım bundan sonra okuyarak neler olamayacağımı göreceğim :) Oyalasında beni başka bir isteğim yok zaten...

Hakikaten insan ruhu bu dünyaya ait olmadığını ispatlıyor. Ne birşeyle yetinebiliyor ne de avunabiliyor. Hep bir şeyleri peşinde :)

25 Haziran 2010 Cuma

Sınavlar Açıklanmış...

Üç taneden büte kalmışım... Buna şükür... Şu 73 ü harcamasaydım iyi olurdu ya neyse...
MALİYE POLİTİKASI - İKTİSAT TARİHİ
ben bunlardan nasıl geçecem yaaaa....

kankim mezun olmuş günün tek iç açıcı haberi, müjdeyi ben verdim oda güzeldi.... bu yazılanlardan haberin olmasa da tebrikler kanki...

Ooff Offfffffff

Çok canım sıkkın. Sanki herşey üst üste geliyor. Gitme demek isterdim ama dinlemeyeceğin kesin. Hatta bunu dersen tartışırız bakışı var gözlerinde. Zor susturuyorum gözlerimi. Zira ağzımdan çıkmaya korkan kelimeler gözlerimden patır patır dökülüyorlar. Bir düşünce insanın canını yakabilir mi? Zor nefes almama neden olan göğsümü ağrıtan boğazımı ağrıtan sadece düşünceler. Çok ilginç yaratmış Rabbim bizi. Böyle zamanlarda her şey daha ağır geliyor.

Her şey daha çok canımı sıkıyor ve ben herşeye ağlıyorum. Hava kapalı, hep kapalı. Ya yağmur yağıyor yada ha yağdı ha yağacak. Bitmeyen işler yakamı bırakmıyor. İş içinde iş çıkıyor yapmam gerekenler zamana yayılıp gidiyor. Bitmediği yetmiyormuş gibi bir de mahçubiyetle eziyor.

Gözlerim kızarmasa ne güzel olurdu. Rezil olmazdım .

Bu gün kimseyle konuşmak istemiyorum. Fırsatım olsa evden çıkmazdım. Hatta yatağımdan.

Sınavlar hala açıklanmadı. Bir de ona gerildim.

Bir de arkadaştan gelen mail; Gazzede Okula bomba atılmasıyla ilgili. Şükrediyorum Allah ım iyiki ülkemde savaş yok. Savaş nasıl bir şey ya. Ne saçma. Bir anda insanlar canavarlaşıyor mu. Çocuklara, savaşla alakası olmayan, masum insanlara nasıl zarar verebiliyor. Allah yardımcıları olsun. Ordaki çocukları en azından alabilsek. Şimdi sen şehitlerine üzülsene diyenler vardır belki. Üzülüyorum hem de çok. O 17 yaşındaki kıza, ardında kalan kardeşinin döktüğü göz yaşlarına da çok üzülüyorum. Hiç anlamadım zaten terörü. Orda gezen üç beş insanı öldürünce bir şey mi oluyor ne oluyor? Yada ne zannediyorlar hadi tamam alın Türkiye sizin deyip boşaltacak mıyız ülkeyi? Savaşlar böyle çıkıyor sanırım.

Bu gün herşey çok daha vahim geliyor.

21 Haziran 2010 Pazartesi

AOF Sonuçları ne zaman açıklanacak

Yaaaa çıldırmak üzereyim. Geçen haftadan beri her saat başı sonuçlar açıklandı mı diye baktamktan deliricem.

4177 - MALİYE POLİTİKASI47---
4180 - TÜRKİYE EKONOMİSİ63---
4186 - VERGİ HUKUKU53---
4232 - TÜRK DİLİ85---
4454 - İKTİSAT TARİHİ47---
4455 - İKTİSADİ KALKINMA VE BÜYÜME73---
4456 - FİNANSAL EKONOMİ63---

Hangilerinden büte kaldım acaba, meraktan çatlıyorum. Ne kadar az olursa o kadar iyi. Bilsekte ona göre çalışsak. Stresten iş yapamaz hale geldim. Bu gün açıklanırda bizde aof ahalisi olarak bu sıkıntıdan kurtuluruz.

20 Haziran 2010 Pazar

Yalnızken Korku Filmi İzlemek

Eskiden çok korku filmi izlerdim. Sonra bir ara baktım ki bünyemde acayip tahribat yapıyor. Son bir iki yıldır korku filmlerinin afişine bile bakmaz olmuştum. Uzuuun bir pazar günü can sıkıntısından evdeki düşmanı izliyeyim dedim.... Beş saat oldu filmin anca yarısına gelebildim :)
Niye diyecek olursanız aşırı tırsaklığım yüzünden ha bire filmi durdurup etkisini azaltmaya çalışıyorum. Harbi korku filmlerinden korkuyorum bunu bilen x bi gün beni acayip korkutmuştu :))) Şimdi gülüyorumda o gün resmen göğüs kafesim ağrımıştı korkudan. Beni otoparkta bıraktı arabanın içinde gitti gelmez. Otopark basık ve çok katlı döne döne çıktık kaçıncı kattı hatırlamıyorum ama harbi korku filmi ambiyansı. Müzikti radyoydu oyalandım sonra arabanın arkasına çat diye ses geldi bir taş sıçramış gibi. Ne biçim yer yahu tavandan sıvalar dökülüyo herhalde diyorum kendi kendime. Sonra bir tane çat sesi daha. Çat sesleri arka arkaya devam edince ben artık noluyoo uleyn diye tüm nefesimi tutup şöle bir camdan bakayım dedim. Baktım baktııım derken bizim x öbür camdan böööö diye dalmasın mı . Attığım çığlıktanda kendisi korktu . :))) Ama deli işi yani bu... Yapılır mı Allah aşkına :))) O zaman demişti ki bu kadar korku filmi izlersen olacağı budur.

Şu surata bak. Yaw ben hep merak etmişimdir bu kızın gerçek ailesi bu filmden sonra bunla aynı evde nasıl kalıyor. Bıırrrr çok korkunç...

Harbi ama yaa... İnsan karanlıkta yürürken habire köşeden mor bir el çıkçakmış gibi geliyor :))) Aaa ama bak arkadaşlarla izlemeye bayılırım onlar korktukça acaip gülerim tabi yalnız kalana kadar. Musallatı izleyeniniz varsa banyoda çarpılma sahnesi yüzünden neler çektiğimi anlatamama gerek yoktur sanırım :))) Sonra arkadaşa anlatmıştım oda "sen hiç çarpılan insan gördün mü" dedi... Bende "ben görmedim ama falanca teyzenin bir komşusu varmış" diye söze başlamışken o teyzelerin illa bir komşusu olur lafı beni acaip rahatlattı doğrusu.

Şu an hala film bitmedi ve buda bir oyalanma taktiği ....OOoyyyhh bitsede kaslarım gevşese gerile gerile bir hal oldum. Neyse ben döniim gerilim dünyasına... Harbi gerildim yani....


Çok şükür bitti... Filmin bitmesine yakın bu cehhennem sıcağı gibi havada acayip bir yağmur başladı. Biri benimle dalga geçiyor sanırım :))

Amaan izlemeyin saçma filmlerden biri bu da.... Sonunu söyliyeyim mi karısına inanmayan salak John ve kötü karakter Ester (ki o bir çocuk değilmiş :P 33 yaşındamış) ölüyor sonra sen sağ ben selamet....

Yabancı korku filmlerinin vazgeçilmezi bence karanlıkta bir bodrum ve el feneri.... Zavallıcıklar oraya saklanır ve acımasız canavar ruhlu olan katil onları orda kovalamaya başlar film bitene kadar da kovalar durur :))) Cem Yılmazın dediği gibi gözlüklü ve şişman olan mutlaka ölür :))) Benim anlamadığım bu katiller hiç mi korkmaz hiç mi canı yanmaz canım bu kadar robotik mi olurlar yani.Ayağına bıçak saplanır yok efendim vurulur genede devam eder ev halkını kovalamaya. Bizim gariban ev halkının koca reisi kafasını duvara çarpar merdivenden düşer bi daha ayağa kalkamaz muhahaha (Recep ivedik gülüşü hayal edin lütfen) al sana senaryo :)))

17 Haziran 2010 Perşembe

Regaib Kandilimiz Mübarek Olsun

Dilerim Allah gönlümüzden geçen her şeyin en hayırlısını nasip etsin.

O kadar çok şey istiyorum ki aaa bak üstüne Ezan denk geldi. Çook şey istiyorum çook. Hepsi olur inşallah.

16 Haziran 2010 Çarşamba

Can Sıkıntısı

Sıcaklar iyice bastırdı. Hani derler ya "Asfalta yumurta kır pişer" insanın deneyesi geliyor. Asfalttan buhar çıkıyo zaten :)




Örgü işine kafayı takınca ilk işim bunları almak oldu ,



Buda amigurumi eşeğimin kafası ve gövdesi. Çok şekilsiz oldu :P Hayal Arkadaşlarım bu adresteki eşekçiği yapmaktı niyetim... Hiç benziyor mu Allah aşkına :)) Neyse daha özenli yapmam lazım sanırım. Çook çalışmam gerekiyoo çook.

Gövdeyi örerkenki hali,


Anca pazar günü devam edebilirim. İnşallah diyelim. Bir şeye benzemesede yarım kalmasın :) Sonra işi büyütmeye karar verdim . Yeni hedefim motifli yatak örtüsü ... Her kuşu öptüm kaldı leylek :)) Onuda öpiim...

Bu arada DGS yaklaşıyor ben daha kitaba dokunmadım. Yani nolcak, gene olmucak. Bu cumada aof açıklanır. Ondan sonrada bütünlemeye hazırlanmam gerekecek.

Neyse ben işime döneyim. Yetiştirmem gereken çok iş var .....

15 Haziran 2010 Salı

Neler oluyor

Gece çooook güzel bir rüya gördüm. Ayy anlatırdım ama bende kalsın ya tutarsa :) En güzel yerinde telefonun alarmına uyandım. Ağlayacaktım valla :(( Zaten bu alarmada uyuz oluyorum yaaa hep en heyecanlı yerde zart diye kesiyor herbişeyi...

Örgü çalışmalarım bitsin öyle yazayım dedim ama bitiremedim :)) Amigurumi eşek yapmaya başladım. Teee bir yıl aradan sonra tabi ay bu ne burası nasıl, nasıl arttırcam, nasıl eksiltcem diye diye öğrendim gene . Eşekçiğim örnektekine hiç benzemicek sanırım, ama olsun canım. Oyalasında beni :) Küçük dikiş makinasına takmış durumdayım. Çok istiyorum ama herkes yapamazsın diyor :(( Niye hevesimi kırıyolar ki...

Bir de bu aralar şu toki konusuna taktım. Bakiim bir sorup soruşturayım. Şöle denize nazır bahçeli :)) Tabi tabi dediğinizi duyar gibi oluyorum :))) Nolmuş canım bahçesine domates ekerdim, kedi köpek beslerdim

10 Haziran 2010 Perşembe

Amigurumi Bırak Yakamii

Blogları dolaşırken amigurumi diye örgü oyuncaklara takılmıştı gözüm, geçen yıl bu zamanlar. Onlar ne tatlı şeylerdi öyle. Millet aşmış olayı. Acaba yapabilir miyim diye uzun bir süre düşündükten sonra (Malum iğne ipliğe en son ortaokulda ev ekonomisi dersinde dokunmuş bir şahsiyetim) denemeye karar verdim. Baktım oluyor başardım yani hemde ilk denememde.

http://hayalarkadaslarim.blogspot.com/2009/05/amigurumi-domuz-orgu-semas.html bunu yapmaktı niyetim. Adım adım anlatılmış.

Yine aynı sitedeki http://hayalarkadaslarim.blogspot.com/search/label/Amigurumi%20Videolu%20Anlat%C4%B1mlar videoları hatmetmiştim. Allah razı olsun ne güzel anlatmış öyle. Sayesinde bir şeyler yapabildiğimi görünce o kadar mutlu olmuştumki. İşten eve uçarak gidiyordum :))

Bir şeye benzetemezsem yok ederim olur biter diye düşündüğümden gizli gizli yapıyordum :))

Önce gövde bacaklar derken parçalar tamamlandı. İpim maviydi. Aman mavi domuzmu olurmuş canım bu başka bişi olsun dedim kendi kendime. Oturan bir yaratık oldu :) En zorlandığım kısımda parçaları birleştirmek oldu. Bir ara resminide koyayımda zorlanma derece mi görün :)) Baktım dikemiyorum parçaları iple doladım :))) Onuda öğrencem ama ...

Annem inanmamıştı "Bunu sen mi yaptın yani?" demişti :))) Nasıl inansın kadıncağız...

Sonra bir de bebek yapayım dedim ama habire hangi satırda kaldığımı unuttuğumdan pes etmiştim. İnsan hemn bitsin istiyor. Bir an önce tamamlansınde göreyim istiyor. Harbi sabır işi. Ama dinlendiricide aynı zamanda. O zamanlar gece körlerine kadar aşkla bişiler yapıyordum . Şimdi gene blokları dolaşırken aşkım kabardı. Gene bir şeyler yapayım diyorum. Özellikle şu South Park karakterlerine hasta oldum. Hello Kity ve köpekler hepsi harika şeyler.

Fotoğraf makinamın kablosunu bulursam şayet ilk amigurumi denememi ekliyecem.

Haydi akşam olsun eve gideyim...Amigurumi işim var ama yaa.... Hem bu gün Aşk-ı Memnu günü. O da bitiyor. Behlülcüğümü özlerim ama ben.

9 Haziran 2010 Çarşamba

Kitaplarla Yaşamak

Okumayı seviyorum. Ama vakit çok kısıtlı. Haliyle akşam maksimum 10 sayfa dayanabiliyorum sonra yatay pozisyonda okumaya devam ediyorum daha da sonra okumak tam bi eziyete dönüşüyor kitap bi yana gözlük bi yana derken zzzzzzzz.... En sevdiğim kısımda zzzz kısmı zaten. O ne tatlı bir şeydir öyle :) Yıllardır doyamadım... Kaç kez gözlükle uyuya kaldığımı Allah bilir. Yavrucum bu yüzden her daim yamru yumrudur.

Dün iş çıkışı gene soluğu kitapçıda aldım. Bu sefer yeğenim içinde iki kitap aldım. Kerata okumayı sökmüş benim yanımda henüz bir şey okumuşluğu yok. Umarım çok sever okumayı ve kitapları. Ben ona hep alırım yeterki o sevsin. Bremen Mızıkacıları ve Gülen Ayvayla Ağlayan Nar ı aldım. Aldım ama akşam kendim baktımda devir değişti şimdi bunu okur mu acaba... Ya da hala bu hikayeler eğitici midir.

Bizim zamanımızda Bremen mızıkacıları ne kadar meşhurdu. Çizgi filmi bile vardı :) Hatta Barış Manço bir programında Bremen mızıkacılarının heykelinin olduğu yere gitmişti. Hala unutmadığıma göre nasıl sevdiğim anlaşılıyordur sanırım. İçinde hayvan ve sevimli olan her şeyi hep sevmişimdir. :))

Önce ben okudum kitapları :) Valla mevzuyu unutmuşum sadece üstüste çıkan hayvanlar kalmış aklımda. Başka yerlere çekmeyelim lütfen :))

Çocukluğum ne kadar gerilerde kalmış. Bir kitabım vardı birtane ayı vardı şemsiyeli rüzgar esince şemsiyesiyle birlikte uçmuştu öyle geziyordu o kitabı bulup tekrar okumak isterim hiç unutmadım o kitabı en azından şemsiyeyle uçan ayıyı :) Bir de sarı çantamı ilk okul çantamı :) Resimlerim hiç yok vardı da aslında... Düşman kuvvetleri hepsini yok etmiş :(

Küçük Prenside aldım. Onuda hep merak etmişimdir. Kısmet bu güneymiş. Onunda cildi karışıkmış alırken bakmadım. Acayip bir basım hatası tam 8. sayfaya geliyorsun karşına 16. sayfa çıkıyor. Tam 20. sayfaya geliyorsun başa dönüyor.

Kendim içinde Prof. Herbert N. Cosson ki adamın daha önce "Hayat Yolunda Zorluklarla Mücadele" kitabını okumuştum ve bayılmıştım. Okuması için verdiğim herkez bayılmıştı. Onun iki kitabını aldım "Zorluklarla Mücadele" ve "İnsanları Yönetme Sanatı". Alcaklarım bunlar değildi. "Ticaret Sırları", "Söz Söyleme Sanatı" birde reklamcılıkla ilgili "Tanıtım ve Reklam Sanatı" ... Onlarıda alıcam mutlaka. Okumadan ilerlemem mümkün değil.

Birde "Güzellik Sırları" diye bir kitap aldım ki bu eminim benim elime geçene kadar uzun bir süre beklicem. Zira teyzemlerden sıra geleceğini sanmıyorum :)) Otlarla nasıl zayıflanır, nasıl selülitler gider vs. var içinde. Valla bazıları çok pratik bende denicem. Özellikle yağ yakma kürü olanları. Zira rejim fiyaskom kilo almayla devam etmekte.

Bu gün gelirken "Yemek Sonrası" çayını aldım liptonun. Maşallaaah diyelim. Çok iyi geldi beyaaa.. Daha ilk denememde notum 10 üzerinden 10 . Böyle olursa eve bunlardan yığarım valla :))


Yağmurlar dindi. Bu gün hava yine çok güzel. İçimde umutlar var. Güzel bişiler olcak :) Yada kendimi kandırıyorum ne farkeder ;)

Şimdi işe döniim zira çok oyalandım ve çoook işim var....

7 Haziran 2010 Pazartesi

Keyifsiz Gün

EVimi özlemişim :) Dün hiç bitmesin istedim. Dün sabah uyandığım halde uzun süre yataktan çıkmak istemedim. Aklımdan hep acaba daha fazla yataktan çıkmazsam gün uzar mı diye geçiyordu :) Baktım olcak gibi diil kalktım. Bir gaflette bulunup mübişi saldım odaya :) Bütün gün bekledim kendi girsin diye ama yok. Bu gün oldu hala kafesine dönmedi. Korkum odadaki akvaryum. İçine düşmesin diye üstüne gazete kapattım. Bir de odaya girip çıkarken pırrr diye uçup kaçacakmış gibi geliyor. Strese soktu beni kerata :)

Bu sabah nasıl yapmur nasıl yağmur. Durağa gidene kadar kafam hariç her biyerim ıslandı. Kafam ıslanmadı çünkü elimde şemsiye vardı :) Otobüse bu sırılsıklam halimle beni almazlar herhalde diye düşündüm. Sokaktaki kimse benim kadar ıslanmamıştı. Ama deli yağmur yağdı. Otobüsle gelirken otobüsün fışkırttığı su deniz dalgaları gibiydi. Alt yapı iyimiş şehrimin bu kesiminde maşallah. Başka yer olsa bu yağmurda sel alıp götürürdü her şeyi.

Bu gün biraz agresif modumdayım. Biraz havadan, ondan fazla insanlardan, en çokta biriken işlerden....

6 Haziran 2010 Pazar

Birazda şiir ustalardan


Birsen'i Unutamadım

Beli daracıktı sırtı açıktı
Yazlık elbiseni unutamadım
Üstünde leylaklar salkım saçaktı
O güzel deseni unutamadım

Bana yavrum derdin kırklı yaşımda
Senden yıllar yılı farklı yaşımda
Sayısız fırtına koptu başımda
Aşkınla eseni unutamadım

Bir kadeh şaraptın gözümde tüten
Aklımı başımdan avare eden
Haramdın diye mi bilmemki neden ?
O tatlı buseni unutamadım

Kaç afet gönlümü sevdaya saldı
Ne Ahsen, ne Nilsen, saklımda kaldı
Sadece seninki aklımda kaldı;
Nedense Birsen'i unutamadım...

Cemal Safi

5 Haziran 2010 Cumartesi

Sansürlendik Efendim :)))

Cıkksss çok konuşmak kabahatlerin en büyüğüdür. Ağzından çıkan laf ille ayağına dolanır :)) Neyseki ucuz atlattık!..Mı acaba. Bloğumuza sansür geldi. İsim andıran hiç bişi yok. Aman be iiyi .... Ne biçim günlük olcaksa bu :)) Bizde günlük değilde eylencelik yaparız.

Kütahya güzeldi insanları da... biraz donanızmsız gittiğimden üşüdümse de çoook iyi geldi doğrusu :)) Resmen elektriğimi attım dinamikleştim. Eteğim falan yırtıldı dağbayır gezmekten çok ta gezemedim aslında, Zeus tapınağı varmış ona gittim orda resimler çekinmek için tırmandım hopladım zıpladım o arada patlamış etek sanırım :)) , rüzgarda uçuştu, Arabaya binerken açıldı rezil falan oldum ama güzeldi :)) Dinlendim... Umutlandım hayatta güzel şeyler de var sadece biraz enerji lazım... Daha çok olmalı bu gezmeler tozmalar :)

Yeni bir kitaba başladım "Latife Hanımın Kağıtları". Yani Atatürk ün eşinin Atatürkle tanışması , evliliği, ayrılışı anlatılıyor. Daha başlardayım ama Atatürk e dair ne varsa zevkle okurum gibi geliyor. Onu tanımayı çok çok çok isterdim. "Leyla" kitabını henüz bitirmeden buna başladım :D Görünce dayanamadım. "Leyla" kitabının konusu da Bosnadaki savaşta bir kızın başından geçen olayları anlatıyor. Gerçek yaşanmış bir olay. Bitince anlatırım artık.

Ben hala tatil modundayım ama artık iş zamanı :))

2 Haziran 2010 Çarşamba

Dağda Rakı, Rakıda Balık Olma Zamanı

Dün dağdaydık. Rh uzun zamandır bana aksi davranıyordu. En son ne zaman bi şeyler yaptığımızı bile hatırlamıyordum doğrusu. Akşam tam eve giderken "Dağa gidelim mi?" dedi. Beklemiyordum doğrusu, hatta bir ara gidecek birini bulamadığı için mi beni çağırıyor acaba diye geçti aklımdan. Sonra ammaaan değişiklik olur dedim içimden. "Olur" deyi verdim.

Ama ben miskin modda eve gidip kuşumla ilgilenmek istiyordum aslında aklımda o vardı yani. Yani hayvancığa vakit ayıramadım bir türlü. Aklım hep onda kalıyor.

Neyse çıktık yola yolda bize Nz da katıldı iyi geldi temiz hava ciğerlerimi şenlendirdi valla :)) Mutlu oldum...

Nz ile çok bi samimiyetim yok. Böyle ortamlar beni hep geriyor. Çekingenlik başa bela. Ne konuşsam acaba diye uzuun uzuun düşündüm sonra banane yaa dedim o açsın muhabbet.

Çok durmadık bir şeyler yedik rakı içtik ben az içtim. Bira olsaydı içerdim ama hiç ses etmedim.

Zaten açık havada olunca iyice uykum geldi. Kalsak mı gitsek mi muhabbeti oldu. Sabah işe gidilcek malum dedim kalmayalım. Dağaldık sonra tabi gece bir oldu :)) Nz bi günde kahvaltıya gidelim dedi... Rh bu sağını solunu çözemedim ki... Kısmet dedim...

Sabahta işe geç kaldım. :))

O kadarcık olsun artık yaaa kırk yılın başı....

Rh baharla birlikte coştu valla. Maşallah hep bir etkinlik peşinde :))) Sırada Kütahya keşfi var. Kısmetse bu hafta düşünüyoruz. Bu gece yada yarın olabilirmiş.

Neyse ben çalışiiim bari...

1 Haziran 2010 Salı

Güzel Yaşamak İstiyoorumm

Yaşamak nefes alıp vermekten öteye geçmeli. Allah a şükür sağlığımız sıhhatimiz yerindeyken sevdiklermiz iyiyken niye böyle evden cenaze çıkmış gibiyiz. Herkezde bir halsizlik hayattan bezmişlik. Bişeyler yapmalıyım.

Blogları gezince yemek yapmaya özeniyorum örgü örmeye.... Vaktim olmuyor gerçi işten saat 9 da çık eve git on ne enrji ne moral hiç bir şey kalmıyor ki... O saatten sonrada tv bile izlemek istemiyorum. Bunu değiştirmek istiyoruuum....

Rüyamda gördüm eski bir cüzdanımda 100 tl para buluyorum ama nasıl mutlu oluyorum anlatamam. :))) Rüya olduğunu kabul etmek istemedim uzun bi süre acaba gece kalkıp eski cüdanımı kurcalamış olabilirmiyim diye düşündüm bi süre... Valla iyi olurdu ay başına çooook var malum.... Ay başı olsa nolucak gelen para kredi kartına gidecek :(( Ne kartmış beyaa... Cebimizde para olmayınca mecburen karta sarıldık o gün bu gündür kartla bağım hiç kopmadı.... Ve ortada hiç bir şey yok... Şu borç kapansın birazda zayıfliim inşallah kendime ciciler alıcam yani yeni borçlar yapıcam :)) sonra devam ederim şimdi aklım işte yapiim bitsin ....kurtulayım...