30 Kasım 2010 Salı

Bundan daha genç olamam artık

29 oldum bugün. Yıllar geçip gidiyor. Ne ilginç. Sanki bir kaç yılı hiç yaşamamışım gibi hissediyorum. Özellikle sorunlu bir kaç yılı, yaşanmış saymıyor beynim, yok sayıyor. Beynimin varlığını inkar ettiği o yılların, yaşımın rakamını artırmasının önüne geçememek ne fena. Biraz hızlı mı geçmiş zaman ne. Şaşmamalı aslında. Değilmi ki omzumda gezdirdiğim bebeler bu gün boylu poslu koca adam oldu, yılların geçtiğinin en güzel kanıtı onlar.

Hep otuzuma gelmeden anne olmak istemiştim. Kaderde yokmuş. İçim buruk biraz, o tren kaçtı diye. Gerçi hızlı davranırsam yetiştirebilirim :))) Hala umut var. Yaww şeytan diyor ver parasını git al bankadan, kökü kaç para :D Kimseyede eyvallahın olmasın. Ohh be :)))

Tamam tamam saçmalıyorum ama hayatta çok saçma geliyor. Arkadaşım diyor ki, oldumu aşk çocuğu olmalıymış, bankadan almama izin vermiyor. Aşkı buldukta çocuğu kaldı :))) Bu yaşa kadar olmamış bundan sonra hepten yokuş aşağı.

Bundan daha genç olamam artık :) Elimde elden düşme bir paşa var. O da kendi aleminde. Gözlerinde kendimi göremiyorum. Sözlerinde bile tek tüküm. Aman olsun diyorum, ya olmasaydıyı düşündükçe daha bir üstüne düşüyorum paşanın. Titizleniyorum. Paşada havalar bin beşyüz :))) Öyle olsun bakalım...

Bazen aşka geliyor bir güzel konuşuyor, vay be diyorum, Allah banada nasip etti ya böyle güzel şeyler duymayı.. Söyletene şükrediyorum. Ama o anda kalıyor herşey, dönüp gidiyor ve güzellikler mazi oluyor. Ne var, ne de yok aslında paşa. Canı isterse var, canı isterse yok. Eskiden çok daha yıpranıyordum, çok üzlüyordum, hep o teklifi bekliyordum. Daha çok beklerim ben :))

Adam bunca yıldır doğum günümü belleyemedi. Ben bir kere atlamadım onunkini. O da başkalarınınkini. Peki öyle olsun...

Büyüdüm artık büyüdüm, kendime söylüyorum bunu. Hala çocuksu kalan yönlerimi hallerimi törpülemem lazım. Artık kocaman bir insanım. Yeni kararlar almalıyım hayatta. Ayrı eve çıkmalıyım mesela hep istediğim gibi bahçeli bir ev edinebilmeliyim. Satın almaktan bahsetmiyorum tabiki. Daha o kadarda büyümedim :))) Köpeğim olmalı bahçemde. Arkadaşlarımı davet edebildiğim bir evim olmalı. Düşüncesi bile çok mutlu ediyor, omuzlarımı hafifletiyor. Sanki sırtımdaki bir yükü alıyor.

29 Kasım 2010 Pazartesi

Patates Böreği Immm....

Dün kanki sağolsun beni ekince, filmlerde sarmayınca, giyinip kuşanıp bir koşu markete gittim. Malzeme aldım bir sürü. Yeni hedefimiz Patatesli börek. Blog blog dolaştım. Allah ım iyi ki internet var ve iyiki paylaşımcı ablalar var. Bir sürü tarif var. Bir çoğu daha sonra denenmek üzere bir köşeye ayrıldı. Gene en sonunda karma bir şey yapmaya karar verdim. Karabiberi ve kırmızı biberi çok koymuşum lezzetli ama acılı oldu. Allah tan acıyı severiz :))

Patatesi tariftekinden fazla haşladım. Ben böreğin bol malzemelisini seviyorum. Yufkaları 8 e böldüm. İç harcını hazırladım. Çok Güzel Hareketler Bunlar eşliğinde sardım böreklerimi. Sona doğru patates harcı iyice azaldı. Bir sürüde yufka var. Kaşar rendeledim, deneyelim bakalım dedim. Kaşar yani güzel bişi sonuçta. Kötü olmaz herhalde diye diye yarısıda kaşarlı oldu. O kadar çok börek çıktıki altı yufkadan, bir tepsi almadı. Bende bir tepsinin yarısını patatesli yarısını kaşarlı yaptım. Kalanlarıda buzdolabı poşetlerine koydum. Bir gün değerlendirilmek üzere istifledim. Bir baktım saat 12 olmuş üşendim pişirmeye sabah yaparım dedim. Sabah bir baktım akşam yanlış tepsiye dizmişim. Doğru tepsiye söylene söylene aktardım. Kaşarlı patatesli karıştı tabi :))) Hangisi neli bende bilmiyordum.

Neyse pişti şükür. Miss gibi oldu valla. Paşada beğendi. Adam lokmasını ağzına atana kadar başında durup, heyecanla çok önemli bir sınav sonucunun açıklanmasını bekleyen öğrencinin hocasının suratına baktığı gibi bakıyorum suratına :))) Bak dedim iyiye gidiyorum dimi. Yaaa yaa dedi :))) Olcak olcak benden adam olcak, bahanen kalmayınca nollcak bakalım :)))) Patatesli denk geldi dimi dedim hemen. Etlide geldi patateslide geldi dedi. Kaşarlıları etli sanmış :)))

Bir günde kısmetse paçanga böreği yapıcam. Yemekteyizde göre göre özendim valla.

Çok kızıyorum kendime, basitmiş bu işler aslında. Ben yapamam deyip boşuna kastırmışım. Çok komplike yemeklerden bahsetmiyorum tabiki. Ama bu yaptıklarımı çok eskidende yapabilir mişim, yapmalıy mışım. Zaman geri gelse çok şeyi adam gibi yapardım. Ama tabiki bu günkü aklımla o zamanda olsam. Karışık oldu sanki biraz bu cümle. Ama anladınız siz beni ;)

28 Kasım 2010 Pazar

Yeni Diş

Bu yaştan sonra diş çıkardım. Valla çok zahmetli işmiş diş çıkarmak. Çocuklarında ızdırabı bu kadar çok oluyor mu acaba. Bir gün çeneme bir gün başıma bir gün gözüme vurdu ağrısı.... Ben doktordan neyim tırstığıma kimseye demedim de.... En son artık ağrı sızı huzursuz ve asabi yaptı iyice beni. Artı tahammülsüz. Sanki dişim onların yüzünden çıkıyor :D Paşa duruma el attı aradık bir doktoru gitmeden tavsiye aldık. Üç ilaç dedi doktor kişisi. İlaçları aldım hemen ertesi gün. Hemen kağıtlarını okudum. Yan etkilerini bir okusanız yanından geçmezsiniz. Dedim kalsın. Bu olması gereken bir ağrı, ağrır ağrır geçer, bir sonu olacak elbet. İlaçları aldım köşede duruyor. Kimyasala karşıyım. Uleyn bu eczacılarda aman satayım derdinde iki bilgilendir kardeşim. Neyse bende sormadım eşekliğin yarısıda bende.

Geçen kargo firmasıyla papaz oldum. Kargomu bir türlü aldıramıyorum. Hergün aynı tantana. Her gün adres tarif ediyorum. Hanfendi müşterilerinizi kayıt etmiyormusunuz diyorum Kaydediyoruz diyor. Diyorum ki telefon numaramdan sizin adresi bulmanız lazım diğer firmalar öyle yapıyor, ben her gün adres tarif etmemeliyim. Bulabiliyoruz zaten diyor. Hoppala ee o zaman kullansana sistemini kardeşim. Allaah Allaaah.....

Neyse aylardır her gün aynı muhabbeti yapıyorum bayanla. Bir gün telefon numaramı yanlış yazıyor, bir gün sitenin bloğunu, bir gün sokağını.Bir gün kargomu hiç almıyorlar. Elemanlar bulamıyor bir türlü beni. Kargocu çocuklarıda artık tanır oldum yani onlar biliyor firmayıda yönlendiren abuk bir yere yönlendiriyor.

En son patronla papaz olduk. Bu yaşa geldin konuşmayı iş bitirmeyi öğrenemedin dedi bana. Orda aldığım gazla Allah Allah Allah nidalarıyla aradım kargoyu gene dedim bana yöneticiyi verin. Kadın dedi neden. Dedim böyle böyle bu iş sizinle çözülmücek bana yöneticiyi verin onla görüşçem ordan bir adam aldı. Adam son derece hiddetli ne istiyorsunuz hanfendi. Bir güzel azarladı beni :))) Elemanları yeniymiş olabilirmiş. Ben ööyle kaldım. Buna hazırlıksızdım. Cevabım yoktu. Ben sanıyordum ki bundan sonra dikkat ederiz gibi bir mahçubiyet belirtisi en azından :))) Çok pis bozguna uğradım. Ordularımla beraber geri vites. Peki o zaman biraz daha dikkat edersek iyi olur (bunu ben diyorum bu arada) :)))) Sanırım patron haklı....

Bu gün hava güzeldi dimi. Kankim gelcekti ekti, ekmiş daha doğrusu ben gene gelcek diye bir sürü hazırlık yaptımdı, en son dedim, noldu bişimi oldu acep arıyım, meğer o vazgeçmiş gelmekten :))) Enişteylen buluşçekmiş. Haa iyi dedim bende seni bekleyip duruyom. Enteresan. Bende paşayı aradım işi varmış. Ablam evde yok her yer kapı duvar bu gün.

Bende evde sinema keyfi yaptım nabalım yani yasınızı mı tutucam hade hade hadeee :))))

19 Kasım 2010 Cuma

Evim evim güzel evim :)

Vaaayy uzun zaman oldu yazmayalı. Arada yazmaya yeltendimse de ne cümleleri ne kafamı toparlayamadığımdan sayfaya bakıp bakıp çıktım :)

Bu bayram tatili illaaaaç gibi geldi. Vallahi billahi ruhum dinlendi... Ve cumartesi iş başı var ve inanın korkuyorum gene o hengamede boğulmaktan. Ahh para kazanma derdi olmasa kapısının önünden geçmem.

Bayramdan önceki hafta şehir dışındaydım. İş için gittim. Biraz kafam dağalır başka bir atmosfer başka insanlar.... İş için bile olsa iyi gelir sanıyordum. Sonuç tam bir fiyasko. İlk iki gün abuk sabuk arızalarla uğraştık. Dersime çalışmadan sözlüye kaldırıldığım günlerdeki gibi hissettim kendimi orda. Tanımadığım yüzler tanımadığım ortamlar bana umduğum gibi sevimli gelmedi. Ve tam hazırlanmamıştım. Sadece yapmıştım işimi ama bir taraflarımı açıkta bırakmıştım :)) Hep te o açıkta kalan taraflarımdan saldırdılar.... Patrona ve müşteriye çaktırmadan açıkları kapatmaya çalıştım ayaküstü. İnsanlar sürekli başımdayken çok zordu gerçekten. İnsanlar konuşmak istiyor tanışmak istiyor benimse bir yere kapanıp aralıksız çalışmam gerekiyor. Kafamı kaldıramıyorum. Artık ikinci gün laf çarptırmalar başladı haliyle :))) Kızara bozara devam... Yaww sen ne işe yararsın dedi biri :)) Sohbet etmez yemez içmez.... Evet orda o stres altında tüm tekliflere acayip kapalıydım. Kabahatli çocuklar gibi yüzüm gözüm önüme düşük harıl harıl notebooka gömülmüş durumdaydım. Ve o güzel insanlar bana aralıksız çay ikram ediyorlardı ve ben utancımdan ben çay içemiyorum diyemeyip bir bardak çayı olabildiğince içmeye çalışıyordum, üç dört saatte anca bitiyordu bir bardak ve bittiğinde yenisi geliyordu. Kahve burnumda tütüyordu. Ahhh diyordum bir kişinin aklına gelmez mi.... O stresin tarifi yok Türkçe'de. İbranice anlatayım isterseniz :P

Otel desen ayrı muamma... Eksi beş yıldız verdim ben kendisine. İnternet var ama benim pc bağlanmamakta inat etti. Pis koltuklar, pis yatak, soğuksuu bırr... Sabahları o bırrr yaptıran suyla duş tam hakettiğim şeydi aslında. Ve o soğuk su altında insan kendinden çıkan seslere inanamıyor :)))) Yan odadakiler kimbilir ne sanmıştır. Kalbiniz fesat ooollmmm :))))

Son gün toparlandı herşey Allah a şükür dua ede ede atlattık. Çalıştı mı çalıştı valla :))) Yüce Rabbim yarı yolda bırakmadı beni, haketmesemde.... Valla bazen, öyle güçlü hissediyorum ki desteğini, tarifi mümkün değil. Olmazdayım yani köşeye sıkışmışım. Hoop ferahtayım. Çok şükür.

Son gün patrona olmıcak laf ettim çok bozuldu. Haddimi aştım. :(( Çok üzüldüm sonra ama laf ağızdan çıktıktan sonra telafisi olmuyor. Bazı şeyleri çaktırmadan hallettiğimden o daha az sorun var zannettiğinden ha bire başka işler söylüyor bense mevcudu kurtarma derdindeyim. Orda işi bitirip ertesi gün biraz turlayalım dedik ama suratlar beş karış. Ayyyy ömür törpüsü. Beynime ağrı saplandı. Kale male hiç bir şeyi gözüm görmüyor. Ve 7 saatlik dönüş yolu. Yolda başladı dökülmeye eee kabahtliyiz arabada onun :))) Yapçak bişi yok kuzu kuzu dinledim durdum. Eve dar attım kendimi. Taşına toprağına kurban oliiim.

Ve bayram tatili ımmhh süperdi doyamadım. Dolma yaptım, mantı yaptım öyle yani. Ev temizledim bunları bilem özlemişim..... Durup durup kapı sildim cam sildim hala dahada yapasım var :))

Bu günde kankiyle buluşçam dün müstakbel kaynanası geldiydi yakında istemeye gelcekler. Ühühüü.... Kıskanıyorum ama çaktırmıyayım dimi... Kuyruğu dik tutmak lazım :))) Bakiiimm öğreneyim neler olmuş.

Hadi ben kaçtım. Bayramınız güzel geçmiştir umarım :))

4 Kasım 2010 Perşembe

Benim ba baaam toyota gibi adam !..

He valla biz çocuktuk büyüdük yaşlandık adama hiç bir şey olmadı... Geçen baya bi konuştu benle. Paşaya anlattım dedi o senle hayrına konuşmaz. Bu sabah ben bu lafa takıldım wayy neden böyle dedi.

Kura kura beynimde durağa gidiyorum. Otobüs kontörümde azaldı doldurayım bari dedim lap karşıda otobüsü gördüm. İki durak ötede durdu naaabıyo bu lavuk dedim içimden. Tam ben gideyim bari otobüse dedim, şoför dur dedi geliyom. Bende kafa dolu zaten döndüm durağa otobüs geldi bindim. Gidiyoz ama nereye....

Otobüs ara yollara saptı dedim güzargahı değişti herhalde, manzara seyrediyom ben, aaa bak böyle bir köprüde varmış, vay vay vayy bahçeye bak cennet gibi yerde yaşıyo millet, ooo binaya bak kaç katlı dur sayiim bakiim 15 vuuu gökdelen gökdelen, baya bi gittik ben bekliyom hala bizim ana yola çıksın.

45 dakka geçti ömrümde görmediğim bir yerlerden geçiyorum. Güzargah baya bir değişmiş :))) Sonra döndüm arkamdakine dedim bu 9x değil mi? Yoook dedi 8x.... Gözlerim o an boingg diye yerinden fırlamış olabilir. Hem gülceğim geldi, hem utandım böyle bir salaklık mı olur. O my god. Buraya 45 dakkada geldim birde geri döncem 45 dakka birde doğru otobüse binecem 45 dakkada ordan ben bu gün işe gitmesem daha iyi yani. Bari gelmedim derim. Azarı öyle işitirim. Dedim kurnazlık yapiim paşayı ariim o bıraksın beni, aradım dedim ben kayboldum :))))) alım al morum mor. Nasıl yani dedi. Yanlış otobüse binmişimde dedim. Geldi aldı ama o yolu yürüyeydim daha az yorulurdum. Car car carr carrr.... Çocuğum olsa kaybedermişim ben hiç güvenilir değilmişim. Bıdı bıdı bıdı.....Bir de derler kadınlar çok konuşuyor yok vallah Allah tan korkun hiç ağzımı açamıyom ben :))

Dükkana varmak hiç bu kadar zor olmamıştı. Diyorum otobüs şoförüne haksız yere lavuk dedim sanırım ilahi adalet tecelli etti. İçimden geçirmiştim sadece bu kadar kızacak ne var :))

1 Kasım 2010 Pazartesi

Olmaz olmazmış !..

Hakikaten öyle. Basiret bağlanmasımıdır nedir anlamadım gitti. Neye ne kadar dikkat etsem sonuç o kadar abuk oluyor. Misal geçen hafta patronun ısrarla istediği bir iş vardı. Yapıcam ve yapmazsam çıldıracağınıda biliyorum. Ama bir kargaşa bir karmaşa derken aklımdan uçup gitmiş. Haydaaa.... Bir sürü iş yap birini unut o da çok mühim olsun. Hay bazen bu kafamı duvarlara vurmak istiyorum. Hayat trafiğini yönetemiyorum.

Cumartesi paşa beni eve bıraktı. Alışverişte yapmışım bir sürü torba var. Herşeyi eve taşıdım çantam arabasında kalmış. Onu bekletmiyeyim diye acele ederken onu gözüm görmedi bile. Off oofff.... Çok ince düşünmicen aslında abi. Arasam kızacak diye arayamadım da :))) Haftasonu gayet kimliksiz parasız pulsuz süperdi :))) Allah tan zulamız var.

Pazar günü kankiyle buluştum. Hem doğum günü hemde oğlan evine gittiler onu kaynatalım dedik. Dere kenarında boş ve hoş bir yer bulduk, ama donduk resmen. Güzel bir gündü. Hala kıkır kıkır gülüşebildiğim nadir insanlardan. Evlenince o da bakmaz yüzüme ya neyse :))) Bari bu günlerin tadını çıkariim.... Niye evlenen arkadaşlarım benden uzaklaşıyor. Beni potansiyel tehlike olarak mı görüyorlar acaba, bilemedim bak şimdi..... muhhaahaha recep ivedik gülüşü hayal edin lütfen :))) Ben aklımı paşayla bozmuş durumdayım. Ya alacam ya alacam :)))) Bana bir yüzük verdiydi fiii tarihinde... gene başının etini yediğim bir dönemişşş... Geçen dediki onu hissetmeyerek aldım dedi. Ba ba ba baaaa.... Hemen çıkarıp iade ettim çocukmusun dedi. Hissetmediğin şeyi niye yapıyorsun dedim. Çenem kapansın diyeymiş..... İkinci şok darbeside bu lafı oldu. Yüzüğüde almadı ama dahada takmam yemin olsun. Hissedince daha büyüğünü alman gerekecek dedim :))) Aman laf bunlar hiç bir şey istemem bu lafından sonra alsın o yüzüğü taksın bi tarafına :)))) Gene nerden debreştimse....

Pazar bir de temizlik yapayım dedim. Ya Rabbi!.... Başladığım temizlik içinden çıkılamaz bir hal aldı. Bir ara odaya bir baktım yarı bele kadar eşya.... Yuuhhh dedim nerden çıktı bunlar. Ne kadar ıvır zıvırla doldurmuşum evi. Toplamaya çalışmadan önceki hali daha topluydu. Bir tane plastik top buldum o karmaşada, yiğenime almıştım, çok beğenip bir tanede kendime almıştım :))) Şöyle bir zıplatayım dedim zıpladı zıpladı odanın aralık kapısından çıktı salonu geçti, her zıp sesinde istikametini biliyorum wc ye doğru gidiyor :))) ben o eşya karmaşasından çıkamıyorum tabi, neyse koştur koştur gittim wc ye tam yerinde gözümün önünde sağına soluna zıpladı veee baskeeett.... Yaaa yok böyle bir şey yaaa.... Niye yani wc niye banyo mutfak değil.... Kesin bu benim beynimin elektriği. O top iki aralık kapıyı geçer salonu geçer o wcye düşer. Pesss....

Aklımda daha bir dürü bir şey vardı..... Bende akıl olsa hepsi burda olurdu zaten :))) İdare ediverin yaa ölümlü dünya ....