30 Temmuz 2010 Cuma

Bıdık kuşlarım :)

Yazın ortasında grip oldum. Çok enteresan valla. Bu sıcakta nasıl başardımsa üşütmeyi. Gözlerim yanıyor, burnum şelale gibi akıyor, ateşim var enteresan.

İşte benim bıdıklarım :)



Öndeki damat bey arkadaki İkbal hanım. Her daim peşinde. Odaya saldım mübarek koca odada bile gidip gidip hayvanın üstüne konuyor :D Çok eylenceliler keşke daha önce alsaymışım. Yalnızken öyle çok donuk duruyordu. Ötmüyordu bile nerdeyse. Dün akşam azıcık salayım odaya uçsunlar dedim gittiler perdenin pervazına çıkmadılar bir daha. Çok uğraştım kafeslerine sokayım diye ama nafile. Sabaha kadar orda kaldılar. Ben gelirken hala kafese girmemişlerdi. Akvaryumun üstünü kutuyla kapattım.


Bunlarda ilk karşılaşmaları. Damatçık kafayı nereye çevirse bizimki orda :))

28 Temmuz 2010 Çarşamba

Mübiş Mutlu Ben Mutlu

Dün akşam eve giderken mübişe arkadaş aldım.Damat geldiii damaat. Ohh be vicdanım rahat etti azıcık.Ben evde olmayınca garibim yapayalnız sessiz kalıyordu. Yeni mübişimde pek bir sakin. İkbalciğimin yanında biraz kart bile kaçtı ama baya bir besili maşallah. Elime alıyorum falan kaçma teşebüsünde bile bulunmuyor kerata. Bu sefer mübişlerden yana şanslıyım sanırım. Mübişçik alışma sürecinde şaşkın şaşkın etrafı inceliyor. İkbalcim gözlerine inanamadı. Zavallıcığı dakka rahat bırakmıyor. Sağını solunu habire bırkalıyor. Damadımız da baston yutmuş gibi. Malum içgüveysi, arada bu kadar bırkalandığı için iki çemkiriyor. Eee olcak o kadar. Eski kafes ikisine dar geldi tabi. Hem bu pireli kızım damatçığımızıda pirelemesin diye yeni kafese taşıdım. Yeni kafesi çitileye çitileye yıkayıp İyice bir ilaçladım. Bu sprey olayından son derece rahatsızlar ve bende rahatsızım. Sonuçta zehir yani. Mübişlerime bir şey olur diye korkuyorum. Gözüne burnuna gelmesin diyorlar. Anacım kuş bu dururmu fıkır fıkır. Maşallah maşallah çok tatlılar.

Ayy bir tanede sakat mübiş vardı. Canım bacağı kopmuş. Alırdım ama son paramla bunu aldım daha doğrusu o gün cüzdanı evde unutmuşum kk daki son parayla aldım mübişi. Birde hastalıklı olup bizimkilerede bulaştırmasından korktum açıkçası. Ama canım yaa ne olcak ona, onu kimse almazsa.Belki yarın gidip Onuda alırım, boş kafesimde var zaten. Sağlıklı görünüyordu, ayağına ne oldu dedim doğuştan dedi. Bilemem artık. Hoş ne olduğunuun önemi yok bulaşıcı bir hastalığı olmasında.


Bu sabah mübişlere baktımda acaba ikiside erkek mi yahu. Ya bana bıraksalar dükkandaki bütün mübişleri alcam haa. Hepsinde gözüm kaldı. Her ay bir tane mübiş alayım iyisimi ben :)

Küçük sırları izledim dün. Gossip girlün bir kaç bölümünü izlemiştim daha önce. Ama bu filmi görür görmez onun çakması olduğunu tahmin ettim :) Yanılıyor muyum bilemem... Sadece giyim ve birbirleriyle olan ilişkileri çok benzettim doğrusu. Seyredecek başka bir şeyde yok zaten. Maşallah şimdiki gençler ne kadarda çıtır oluyor.Hem güzeller hem zekiler. Bizim hiç bir şeyden haberimiz yoktu. Okul demek ders demekti :) Ne kadar şuursuz yaşamışız. Ama çok güzel günlerdi :) Zaman lisedeyken geçmek bilmezdi. Ama mezun olmayı bir şey sanırdık. Ders çalışmaktan bıktığımda ablama bu okul bitmicek mi yaaa derdim. Ohhoooo kaç yıl geçti mezun olalı. En güzel yıllarımmış meğersem :)

Şimdi iş zamanı, para kazanalım acık ,)

27 Temmuz 2010 Salı

İş Kazası :)

Herkezin bu dünyada bir sınavı var. Benide müşterilerle sınıyor sanırım. Tamam kabul onalarla sınamanda hiç bir sakınca yok. :D Sevdiklerimle sınamada. Bir firmaya çalışma yapıyoruz para falan yok işin ucunda hatır gönül davası. Bilmem nerden bilmem kimin tanıdığı. Problem değil alıştık beleşçilere. Bir taraftan bilensemde eskisine göre daha az arıza çıkarıyorum. Toyken baya baya bozulup resmen anarşi çıkarıyordum. Patronla gırtlak gırtlağa gidiyordum. Deli cesareti işte :) Baktım ki çok kalabalıklar başedemeyeceğimi anladım. Şimdi işlerini yapıp arkama bakmamaya çalışıyorum. Ben biliyorum ki emekte rıza önemlidir. Ama yurdum insanının büyük bir çoğunluğu ahlak yoksunu. Yakında ona da alışıcam sanırım. Çünkü eskiden telefon kablosundan geçip yanına varıp o şahsı o kabloya dolayasım gelirdi :) Neyseki artık ben olgun bir bayanım. Karşımdaki ukala şahısları iki lafla tuş etme yetisi kazandım. Ama çok dikkatli olmak lazım zira işini iyi yapmazsan farkettiklerinde intikamları acı oluyor :D Neyse bak kızgınlığım paragrafın sonuna gelene kadar geçti hatta şuan tebessüm ediyorum :)

Mesela geçen telefonda bayanın birine web sayfasını yazdırmaya çalışıyorum. Aynen şöyle bir muhabbet geçiyor aramızda. Parantez içindekilerde diyemediklerim ...

B : Yazın lütfen kodluyorum ankara niğde
K : Ayy ben bunu nereye yazıcam (töbe töbeee gel bana yaz)
B : Ne yapmaya çalışıyoruz internet adresini açmaya. İnternet explorerı açın.
K : Google a yazsam olmuyor mu. (Yaww de get nereye yazıyosan yaz beni ne oyalıyon)
Neyse bağğyan nihayet ie yi keşfediyor. Sakinim sakinim.
B : Tekrar kodluyorum ankara niğde
K : Ankaaaaraaaaaa (Moronn)
B : Yazabilniz mi?
K : Ama çok hızlı söylüyorsunuz (Ya sabır Ya sabır)
B : Hanfendi sadece baş harflerini yazacaksınız ben Ankara diyene kadar siz A ya basabilirsiniz.
K : Tamam baştan alabilir miyiz? (Hay hay... Hayyyy....)
B : Baştan başlıyorum ankara niğde yozgat..(Bayanda benim dediklerimi tekrarladığından karıştırıyor)
K : Ankara Yozgat....(Ühühüüü..Ağlamak istiyorum )
B : Hanfendi ben söylerken tekrarlamazsanız beni duyabilirsiniz. Siz sadece yazın en son kontrol edelim


Nihayet yazdı ve tahmin edin ne oldu açılmadı.
K : Sayfa görüntülenemiyo diyooo (Ey yavrum eyyy...)

Artık ne kadar uğraştık bilemiyorum en sonunda ben yapamıcam dedi. Bende ona denemiyorsunuz dedim. Adımı felam aldı sanırım yönetime şikayet edecek. Çok da şeyimdeydi...umrumda.

Gene bir firma arıyor konuştuk bayanla anlaştık. Dedim çalışmayı yapar mailden bilgilendiririm sizi olur dedi. Yaptık yolladık dönen yok. Arıyoruz açan yok. Aradan iki gün geçti başka bir bayan aradı aynı firmadan. Geri dönmediniz. Yok dedim ben mail attım siz dönmediniz. Kime attınız x şahsa mı. Evet çünkü ben sadece onunla görüştüm dedim. "Ama o tatildeeeee" dedi bana. (Ben nerden bilcem bunu acabaaa müneccim miyim kardeşim.Ya Rabbel Aleminnn )

25 Temmuz 2010 Pazar

Pusetli korkunç kadın ve Pazar Ola..

Dün akşam alışveriş merkezine gittik. Alacak bir kaç şeyim vardı ama baktım şahsın acelesi var beni beklemez bu şimdi diyerekten hiç bir şeye bakmadım kedi gibi peşinden gittim sadece. Alcaklarını aldı ve çıktık. Tam çıkışta kadının tekinin çocuğu barım barım ağlıyordu. Kadıncağız zıvanadan çıkmış belli. Çocuğu kollarından sarsa sarsa sus artık gerizekalı diye pusetinin içinde biraz hırpaladı. Çocuk dediğimde bir yaşında yok daha bebe yani. Bana böyle bağarsalar
sittim sene konuşmam valla. Laf sokma fırsatı kaçar mı? Hemen bana döndü sende böyle bakarsın çocuğa artık. Alakaya turp suyu.Herkez böyle mi davranıyo çocuğuna.Ağzımdan sadece "Allah korusun" çıktı. Bunu duyan pusetli kadın puseti üstüme sürdü, hızlanarak kaçabildim önünden.... İnsanlar çıldırıyor bence. Allah hepimizi korusun. Özellikle kendini koruyamayanları. Eve varana kadar çocuk bakımının zorlukları hakkında vaaz dinledim.

Pazar günleri çok sıkıcı geçiyor. Eskiden yalnız olmak kafamı dinlemekti ve her fırsatta kaçardım insanlardan. Kaça kaça insan kalmadı şimdi. Ve her pazar avunacak bir şey arama telaşı başlar ve her pazar rejim itinayla bozulur. Oooh pazarları rejim bozmak çok güzel olur. Sabah alışverişe çıktım.Uzun zaman oldu etli butlu bir şeyler yemeyeli. Dana kuşbaşı felam alayım dedim. Ondan ne yapacağımı bilmesemde. Buluruz bir tarif. Olmadı soteleriz. Etin her hali güzeldir. Dönüştede ayağım için krem aldım. Sabah sabah eczacıların midesini bulandırı mıyım acaba düşüncesiyle utana sıkıla söyledim derdimi. Çocuk hemen verdi. Teşekkür ettim ve çıktım. Aylardır almadığım kabahat. Ahh benim bu çekingenliğim. Ordan çıkınca da belde çevrilen halkalar var ya ondan almak istiyordum ne zamandır. Ama onunla sokakta yürümek istemediğimden bu gün en uygun gündü herkezin uyuduğu pazar sabahı. Sokaklar bomboş. Bazı evlerden çatal kaşık sesleri geliyor,bazı evlerden çocuk sesleri, Immm ailecek kahvaltı. Neyse gittim aldım hulahop halkasını kadın piknik var herhalde diye sordu yok dedim çocuğa çocuğa :P Hangi çocuğa :D Baktım yüzüm kızardı kendime alıyorum uzun zamandır gördüm istiyordum biraz belim çalışsın dedim. kadın baya bir güldü. Dedim bununla mahalleye girmeye utanıyorum aslında dedim hani yabancı filmlerde salakça bir replik vardırya "merhaba ben john ben bir alkol bağımlısıyım :P". Çocuğa alıyorum dersin dedi :P Ben tabi iyice kızardım. Bir iki kişi hariç kimse görmedi beni sokakta elimdeki hulahopla.

Görenlerde baya bir baktı. Allah tan tanıdıklar görmedide. "Aaa bu ne?" muhabbetini kaldıramıcaktım zira :D Ve nihayet evdeyim. Önce hulahopumu denedim ama kesinlikle yeteneksizim :D Çok çalışmam gerekiyor. Birazdan ablama götürücem o çocukken severdi bakayım becerebilecekmi :D Neyse kahvaltı zamanı. Immhh sucuklu yumurta. Tahıl gevreği yemekten herşeye hasret kalmışım. Hem ben kilo veremiyorum niye tahıl gevreği yiyiyorum anlamadım. Vere vere bir kilo verebildim. o da yalandan yani. Oturup adam gibi karnımı doyursam iki katını alırım :D Sucuklu yumurtayı pişirirken artık derya kuzusu bunlar derya kuzusu diye sayıklıyodum kendi kendime :D

Ablamada denettim o hulahopu hehehe oda yapamadı. Ama acaip komik oldu yaaa... Biz gülmekten daha fazla çeviremedik zaten. Sen hareketi yapmaya devam ediyosun ama hulahop aşağı süzülüyo dönmüyor meret. Ablam hulahopa yeni bir bakış açısı getirdi zaten baktı belde dönmüyor bizde içinden geçelim falan diye :D Şimdi yaşamak lazım o anı anlatınca komik olmuyor ama biz bayaa bayaa koptuk yani :D

Ama bu dandik ondan, iyisi olsa yapıcaz yani :P İyisini alcam bakalım ondan yapabilecekmiyiz. İyisi nerde satılır ki bunun. Bulcaz artık çaresi yok :D

Ne kadar çok silah sesleri geliyor buraya. Yok mu bir polis falan ben çok tırsarım yaww çoluğu var çocuğu var bu nedir kardeşim. Pis magandalar. Bu magandaları ilk kez Ali Stair diye bir bebek pusetinde vurularak ölmüştü ondan sonra dikkatimi çekmişti. Hiç unutamadım onu ne zaman böyle silah sesleri duysam aklıma o bebekçik, annesi, babası gelir. Kim bilir kaç yaşında olcaktı şimdi.

24 Temmuz 2010 Cumartesi

SIcaklardandır Belki

Havalar aşırı sıcak gidiyor. Sınava 41 gün kaldı. Geceleri ders çalışmaya çalışıyorum. Ama sıcaktan hiç br şey yapılmıyor. Mübişim camı biraz aralasam başlıyor hapşurmaya sayesinde ben bile yumurtlucam yani :)

Sıcaklardan mıdır nedir uykumu alamayınca bir iki gün işe geç kaldım tabi patrondan fırçamı yedim. Şimdi asayiş berkemal :D Gelmem gereken saatten yarım saat erken geliyorum. Ne olur ne olmaz. Fırçaya ihtiyacım varmış meğersem :)

Ayaklarımda bir kaşıntı var mantar mıdır acaba. Kendi kendine geçer dedim ama yok geçmiyor. İki hafta sonra ablam izne çıkıcak onla doktora gidicem. Kan tahlili falan yapmaz inşallah zira en tırstığım şeydir doktorlar ve iğneler... Başkasına yapılırken bile benim içim acır aavvv.... düşünmesi bile korkunç. Doktorla pazarlık yapmayı düşünüyorum. Sen çok zeki bir insana benziyorsun bence bir bakışta anlarsın deyip gaz vericem. Umarım işe yarar. Zira ablamdan kan alırken damarını patlatmışlar kocaman morarmıştı. Bir de bana gösterdi manyak. Ona baktıkça benim kollarım acıdı. Allah kimseyi düşürmesin. Bana diyorlar bir de çocuk istiyon. Valla büyük konuşmayayım ama onun için katlanabilirim :D Öyle deyincede inanmıyorlar. Hazır çıkmışken bir de göz doktoruna giderim lens olmaz demişlerdi benim için. Gerçi lens olunca da ilerde lazer ameliyat olamıyormuşsun öyle bir ton mevzu. Ameliyatta pahalı gerçi onuda olamıcaz böyle giderse. Bakalım görcez. Para herşeyi kapsıyor ben çok umursamıyorum ama her yerde yolumu kesen o oluyor. İstediğim çoğu şeyden hep vazgeçiyorum. :(

Eskidenmiş Sakıp Sabancılar falan simit satarak zengin olmuş. Öylemiydi o. Şimdi nerdeeee... O o zamanmış. Bir dönemde çok okuyanlar iyi işler yüksek maaşlar buldular şimdi oda bitti. Komşunun oğlu makina mühendisi oldu askere gitti geldi yükseğini okuyor ee daha ne olsun diyeceksiniz. Babası bütün şehri nerdeyse tanıyor işi gereği ama yok. Çocuk hala işsiz. Bende 2 yıla yakın işsizlik yaşadım. Ne demek olduğunu iyi biliyorum. En sonunda kasiyerlik yapmıştım ne alakaysa :) Olsun ama enn azından sigortam başladı. Iyy tam da yılbaşı ve bayrama denk gelmişti. En yoğun zamanıydı mağazanın zaten o yüzden aldılar bizi. Yoksa kasiyer bile olamazdım da :) Geçti gitti...

21 Temmuz 2010 Çarşamba

Bu Günde Bir Gariplik Var :)

Sabahtan beri her bir şey ters gidiyor gibi .

Sabah şohben bozulmuş. Buzzz gibi suyla cııbı cıbı harbi adamı ayıltıp cin gibi yapıyormuş öğrenmiş oldum :) Sabahları yorgun kalkıyorum, ayılıp kendime gelemiyorum diyenlere tavsiye edilir.

Neyse çıktım evden beş dakkalığına kuaföre uğruyayım dedim bileğim burkuldu dengemi sağlıyayım derken birden koşmaya başladım ama iki büklüm normal insan koşuşu değil yere paralel :) Allah tan yere yapışmadan dengeyi sağladım ve doğrulabildim nihayet kafamı kaldırdım ve tam karşımda bir dolmuş dolusu insan bana bakıyor :P Olur böyle vakalar şeklinde hiç bir şey olmamış gibi, az önceki şahıs ben değilmişim gibi yoluma devam ettim. Kuaföre ulaşabildim nihayet. Bu kuaför kızı çok seviyorum. Küçücüktü tandığımda. Ama işini güzel yapıyor. Onun olduğu dükkanın alttarafında bir kuaför daha var mübarek kaş mı alıyor göz mü oyuyor belli değil. O elindeki cımbızla etlerimi didikliyor parmağını gözüme sokuyor kaç kere uyarsamda gene yapıyor. O kuaföre gidenleri hiç anlamıyorum. O gün bu gündürde gitmiyorum zaten. Bu aralar çok kokoş olasımm var. Manikür yaptırmak istedim yarım saat sürer deyince başka zamana bıraktım. Ömrümde bir ilkte bu olacak kısmetse hafta sonu artık.

Ordan ayakkabıcıya gittim. Satıcı bir şey diyor ama tek kelimesini dahi anlamıyorum. Sanırım konuşma bozukluğu var. Olabilir tabi normal ama isteyince güzel söyleye biliyor. Üçüncü efendim pardon anlayamadım dediğimde gayet güzel söylüyor. Bana biraz sinirlendi sanırım ama napayım anlamayınca soruyorum anlayana kadar. Neyse bir ayakkabı beğendim püsküllü kibar bir şey. Denedim hiç güzel durmadı ayağımda tam çıktım gidiyordum vitrinde bir tane taşlı maşlı bir ayakkabı gördüm dedim siyahını deneyebilir miyim denedim tam ödemeyi yapıcam yok dedim bir de kırmızıyı deniyeyim kırmızıyı tercih ettim. Kasiyer bayan fişi kesmiş olduğundan şöyle bir teklifte bulunda ikisinide alsanız...Hönk... Ne alaka kardeşim. Beğendim işte aldım bunu aynı ayakkabının iki rengini ne yapayım...Bir de şu kredi kartı gibi bir kart veriyorlar hiç sormak yok istiyormusunuz diye. Adınız soyadınız telefonunuz ceptelefonunuz bende her seferinde sazan gibi söylüyorum ... Neymiş efendim indirim kartıymış bu güne kadar bir işe yaradıklarını hiç görmedim. Cüzdanımda kalabalık yapıyorlar sadece.

İşede geç kaldım bir de patronla papaz olduk... Neyseki istediklerini yetiştirebildim de birazcık yatıştı :)) Neyse şimdik işlere devam edeyim.....

Birde şu takı yapma olayına merak saldım vaktim olsada takı malzemesi satan dükkanları bir turlayabilsem. Ya bir pazar günüm var onda da her yer kapalı oluyor. Cumartesi günelri biraz erken kaçamam gerekecek, özel sektör berbat bir şey :(

19 Temmuz 2010 Pazartesi

Yine Bir hafta Sonu

Güzel bir hafta sonuydu. Pazar sabah kalktım onu arıyorum yok bunu arıyorum yok. Ablama gittim kapı duvar. Gidicek kimsem kalmamış. En iyi arkadaşım manita yaptığından beri aramıyor sormuyor. Öff bayan olmak böyle bir şey. Arkadaşların manita yapınca sen el oluverirsin. Diğer arkadaşlarımın çoğu zaten yeni evli. Topu topu bir hafta sonları var onuda eşcağazıyla geçirmeyi yeğliyor haklı olarak. Ne yapsam diye düşünürken yürüyüşe çıkmaya karar verdim. Oooo ne güzel geldi. Ağaçların arasında turladım parkı. Bundan sonra kısmetse her hafta parkta yürüyüş yapıcam. Biraz daha erken gitmem lazım yalnız. Tam spor oldu. İyice yorulunca bir banka oturdum. O an elimde kitabım olmadığı için çok hayıflandım doğrusu. Açık havada bir ağacın serinliğinde ne hoş olur kitap okumak. Biraz çatlak derler sanırım ama olsun. Dİnlenince kalktım azıcık alışveriş yaptım. Güzel bir elbise aldım çiçekli çiçekli. Ben ki 25 yaşından sonra etek giymeye başlayan bir insanım. Hala yadırgıyorum kendimi ama hoşumada gidiyor. Cici kız oldum :) Parktı alışverişti acayip yoruldum doğrusu. Sonra ablamlara uğradım orda da biraz lafladık iyi oldu.

Akşamda yemek pişirdim. Ben ve yemek pişirmek ne kadar uzak gözüksede yaptım valla pek te güzel oldu. Tavuk ciğerini ne diyolar ona sotelemek mi şöyle bol soğanlı domatesli kendi suyunda pişiriyorsunuz ya....Annem çok güzel yapar. Artık yapmıyor bana :) Bende yaptım onunkine benzemeye başladı acık acık :) Ama bu tavuk ciğerini temizlemek çok midemi bulandırdı doğrusu. Bööö... Artı ellerim hala soğan kokuyor :) Eylülde yemek kursuna yazılıcam inşallah halk eğitimin. Hem banada değişiklik olur hemde bir şeyler öğreneyim artık ayıp oluyor yani. Aslında kendimde blokları takip ederek deniyorum yapmayı beceriyorum da ama olsun belki püf noktaları öğrenirim. Ev-iş iş-ev döngüsü bozulsun azıcık.

Bu arada biraz biraz kilo vermeye başladım. Aman Maşallah diyiim zira gram gram veriyorum. K-Flex harbiden işe yarıyormuş. K-Flex ve meyveyle hem sağlıklı hem tok ama gram gram kilo vermeye başladım. Henüz çok belli olmasada o koca göbeğimi kontrol altına almayı başardım. Ellili rakamlara düşmeden yazmıcam kilomu... Çünkü yazınca çabuk şımarıyorum hemen geri alıyorum :)

Mübişim daha iyi. Hafta sonu biraz yıkadım onu. İlk defa yıkadım. Cark cark cark ne bağardı ne bağardı görende tüylerini yoluyom sanır. Kutu gibi bir banyo tasarlamışlar muhabbet kuşları için. Çevresi şeffaf topu topu 1 cm yüksekliğinde su koya biliyorsun. Bekledim kendi girer mi acaba diye, hiiçç alakası yok, yanına bile yanaşmadı. Bende kendi ellerimle soktum. Parmaklarımı suya batırıp kafasına damlalar attım altı üstü. Yıkamak dediğimde bu yani. Sadece ıslandı maymun :) Sanırım artık benden iyice nefret ediyor . Valla bir daha spreylemem lazım üzgünüm leylaa....Pire torbası hala kaşınıyor :)

16 Temmuz 2010 Cuma

Mübiş Hasta

Muhabbet kuşum hasta oldu. Kafesini temizliyeyim dedim bir baktım hayvan pirelenmiş. Bende tırsarım. Ayy bana da bulaşçak diye uzaktan uzaktan temizledim kafesi. Öylede bırakılmaz ki hayvancık. Aldım elime spreyledim sırtını kanatlarını. Ben spreylerken pireler kollarıma tırmanmaya başladı ıyy kımıl kımıl o gün bungündür kaşınıyorum evham yaptım... Kafesinde ıvır zıvır ne varsa çıkardım. Bir yemlik bir tünek kaldı. Kafeside spreyledim ooo kaynamış içi hangi ara nerden buldu pireyi bilmem yuh yani. Söktüm kafesin altını. Yeni bir gazeteye oturttum kafesi altsız duruyor öyle. Kafesin altınıda suya batırdım boğuldular sanırım. Akşamda sirkeli kaynar suyla ova ova yıkıcam. Töbe töbe yaaa.... Kuşumda spreyden sonra hırıltılı hırıltılı uyuyor. Birşey olmasa bari yaa...İyileşsin ona eş bilem alıcam. Opical 5 diye bir pire tozu varmış hiç bir yerde bulamıyorum. AKşam olsada mübişim ne alemde bir baksam.

12 Temmuz 2010 Pazartesi

Hafta Sonu ve Yine Evde Sinema

Evde napılır film izlenir. Bir ara izlerim diye depoladığım filmler bitene kadar bir kaç hafta sonu geçer sanırım. Bu sefer bir kaç bloqta okuyup merak ettiğim Nefes i izledim.Film o kadar gerginlik yarattıkı bende Cumartesi akşam başlayıp Pazar sabahı bitirdim. Bütün gecede üç harflilerle çatıştım rüyamda... Bunlarında isminide anmamak lazım zira diğerlerinden daha zararlı buluyorum. Ya ne korkunç bizim askerimizin yeri belli bunların yeri belli değil. Her yer kaya hangi kayanın ardında ne var belli değil. Çok korkunç. Acaip tırstım.



Sonrada Cennetimden Bakarken filmini izledim. Küçük bir kız cinayete kurban gidiyor. Ve katilinin kanıtları temizlemesini izliyor ailesinin onu aramasını. Güzel filmdi ama bence daha iyi yapabilirlerdi.



Haahahaa az önce içeriye koca bir tospa girdi. Homurdana homurdana bir şey geliyor ben burda konsantre olmuşum Ya Rabbil Alemin dedim aklımı çıkardı şaşkın şey. Arkasındanda meraklı bir kedi. Kedi onun ne olduğunu çözememiş sanırım. Ooo hiç çekinmek yok kokar sandım ama yok zamane tospağası geldikçe geliyor. Çıkarttım dışarı şebek yaaa... Kediye de süt verdim ama o korkup kaçtı. Neyse başka kediler yer.Annaaa gene geliyo.... Kedi de geldi sütü içiyor :))) Ne tatlı ne masum yaaa....

Aaah aahh şöle koca bahçeli bir evim olsa tospağamda olur tavşanımda tavuğumda ördeğimde...

:))) Ayy bu gün burası pek eylenceli komşunun horozu balkondan zıpladı kedi kapmasa bari.... Haber veriim sahibine...

Kaplumbağa illaki benim yanıma gelmek istiyor sevdi beni kerata :)) Girmesin diye kapıyı kapadım kapıya omuz atıyor :))

10 Temmuz 2010 Cumartesi

Hep Aynı Her Şey Aynı

Dipteyim sondayım depresyondayım kk borcu kapanmak bilmiyor. Aslında anneme söylesem bana bu kıyağı yapar ama kendi başıma halletmem lazım. Çok akıllıyım ya iki ay kk nın asgarisini bile ödemedim sonrada katlanarak boyumu aştı. Şimdi üç aylık maaşıma denk gelen bir borç oldu...Neyseki aklım başıma geldi 2 kk den birini iptal ettirdim... Bunuda en kısa zamanda iptal ettiricem... KK başa bela... Tavsiyem hiç bulaşmayın...Şeytanın işi yok...

Ben gizli bir alkolik miyim acaba... Valla ne zaman kafam bozulsa neye canım sıkılsa olsada içsem düşüncesi beynimi cırmalıyor. Allah korusun... Yüce rabbim tevekkeli bana para vermiyor. Var bir bildiği....Hoş arapşükrü türküleri dinlersen olacağı budur.

Herkez tatile gidiyor ühühüüü.... Benimde içim gidiyor :( Bu yazda tatil felam haram bana.... Artık önümüzdeki yazlara bakıcaz...

9 Temmuz 2010 Cuma

Dün çarkıfeleği izledim söylemeden geçemicem Mehmet Ali Erbil 'in oğlu Ali Sadi ne tatlı öyle yaa maşallah. Ayrılık çocuğu etkilemiş ama . Bir haftadır görüşememişler dedesine vermeye çalıştı inmedi kucağından canım yaaa... Maşallah yoruldu moruldu ama hep peşindeydi babasının... Artık gidelim gidelim diye söylenip dar etti babasına sütüdyoyu :) 4 yaşlarında sanırım

Sınavdan Sonrası

Sınavdan sonra zaman nasılda geçmiş yahu :) Hemen bitmiş hafta. Ömrümü yedi sınavlar.

Gece rüyamda sınava giricekmişim ama hiç çalışmamışım (Her zaman ki gibi :) ) Bir üzülüyorum bir vicdan azabı anlatamam. Sonradan aklıma geliyor diyorum ben bu sınava girmicektim arkadaşım giricekti kimseye söylemiyeyim girmeyeceğim sınava, gircekmiş gibi kalkıp okula gitmişim, bana gülerler diye düşünüyorum. Velhasıl rüyalarımda bile stres yaratıyor :)

Bu bir işaret olabilir. Eylülde bütünleme var malum ama bu sefer işi şansıma bırakmıcam. Gerçi finallerde maşallah bana çok kıyağı dokunmuş şansımın, hakkını yememek lazım. Ben hafta başından beri otobüslerde neyim çalışmaya başladım bile. Kaplumbağa hızında da olsa, ne demişler başlamak bitirmenin yarısıdır. Aman ne karışık konular yaa sırf ezber. Bende hafıza yok ki ezber olsun .... En güzel kanıtı bu sabah uyandığımda hangi günde olduğumuzu hatırlamıyordum. Valla bir saat kadar düşündüm. İzlediğim dizide kalmadı ki günleri bileyim :D Aşk-ı Memnu da bitti zaten. Canım Ailemde bitti...

Geçen hafta sonu bir dağda yürüyüş yaptım. Dağ çok yakın görünüyordu çıkalım mı dedim. Sen öyle yakın göründüğüne bakma felam dediler bi ısrar bi ısrar ikna ettim... Israrımı çirkefliğe kadar götürdüm de ikna ettim diyebiliriz :) Neden o kadar karşı çıktıklarını tepenin yarısında anladım :) sonuçta dağa çıkıyon dik ayakların kayıyor otlardan öyle bir yer... Üç mola vererek ter içinde tepeye ulaştık. Amaa manzara on numara. Tabi bizim yanımızda hiç bir şey yok. Susuzluktan telef olduk. Allah kimseyi susuz bırakmasın ne büyük nimet....Rengi yok kokusu yok tadı yok ama onsuz olmuyor işte....Haa bir daha çıkarsak bu sefer akıllı davranıp donanımlı çıkarım tabi ikna edicek birilerinin bulmam lazım :)) Diğerleri telef oldu ... İnerkende düştüm bileğim bir haftadır mor ilk gün baya ağrıdı sonra krem sürdüm morluğu kaldı sadece... Hatta morluğu bir kaç gün sonra farkedip ne oldu laaa benim elime diye düşündüm :))

Sonraki akşamda bir davet aldım. Ooo sohbet rakı iki duble den sonra ağzım yüzüm uyuştu... Valla diyorum kesseler acaba canım yanar mı bilincim yerimde ama uyuşuk ve hahahaaaa çok komikti masaya bakıyorum masa habire yukardan aşağı kayıyor... Hani böyle çocukken çok yapardık biz dönersin dönersin durursun her yer dönmeye devam eder ya böyle yalpalarsın falan :)) aynen öyle.... Ama Türk filmlerindeki gibi 8 tane olup etrafta dönmüyor :D Sadece sürekli yukarıdan aşağı kayıyor. Masayı yakalayamıyorsun :)) Bira böyle yapmıyor.... Töbe töbe mübarek aylarda diyorum ama her zaman denk gelmez...

Rejim mejim hikaye spor yapıyorum ama çukulata gördümmü duramıyorum... Valla katti surette kendime mani olamıyorum. Koy önüme bir kova çukulata yerim yani. Nasıl olduysa kola ve neskafeyi kestim maşallah... Arada ya alıvereyim diyorum ama almıyorum. Meyveli soda alıp uzaklaşıyorum kola reyonlarından. Hatta meyveli sodayıda sade sodaya çevirmeye başladım. K-flex yiyiyorum bahaneyle iki dirhem süt içmiş oluyorum. Malum 25 yaş üstü bayanlarda süt kullanımı arttırılmalı kemik erimesini önlemek için. Bende hiç içemem süt, böyle olunca azda olsa kana karışıyordur. K-flex te güzel oluyormuş gerçekten tok tutuyor. Tatlımsı olmasıda tatlı ihtiyacımı gideriyor. 2 hafta 2 öğün 2kase arada bir şey yenebilimiş. Bende meyveden yana kullanıyorum seçimimi. Ben zayıflayamam anladım ama bari daha almasam duba gibi oldum valla... 64 oldum :'''''(

5 Temmuz 2010 Pazartesi

DGS'de Umutlar başka Bahara Kaldı

Pazar günü DGS ye girdim. Çok komikti halim açıkçası. Sınava cep telefonuyla almıyorlardı. Bir telefon krizi yaşadım. Nereye koycağımı k,me verceğimi bilemedim. Güvenliğe diyorum sizde kalsa olur mu yok olmaz diyo, kantine bırak dedi sordum adam yok ben alamam dedi... Haydaaaa... Bahçeye gömüp çıkışta alayım bari diye düşündüm. :)) Sonra gömcek bi yer buldum... Yerini sölemiim :)) Yok düşündüğünüz şey değil, o kadar da değil yani... Sizin kalbiniz fesat...

Neyse girdik sınava güneş tee yüzüme vuruyor. Bütün çabalarıma rağmen sağ gözümün göz kapağını katii surette açamıyorum. Sınıfta perde neyim yok. Neyse sınavda sorular güzeldi. Ama o mantık soruları haliyle çok vaktimi aldı. Vakit nasıl geçti anlamadım desem yeridir. Adam son 30 dakka dediğinde daha matematik bitmemişti, Türkçe ye ise hiç dokunmamıştım. Bir açtım Türkçe yi abooww o paragraflar ne öyle. Anca 25 soru çözebildim. Baktım kağıt bomboş... Utandım valla... Kağıt boş gönderilmez hesabı kalan 5 dakkada da hızlı bir kodlama ile 80 soruyuda işaretledim. :)) Gülüyorum ama hakettim bunu yani... Çalışmadan girersem olacağı buydu. Fii tarihinden kalma bilgilerimi bir haftada tazeledim hop sınava girdim... Millet çılgınlar gibi çalışıyor. Bu sene bu iş yatar. Seneye gene giricem.Ölmek var dönmek yok...Bir gün bıkacaklar benide alacaklar :))

Şimdide online kurslara taktım. Para sıkıntısını aşarsam şu İngilizce kurslarından birine yazılıcam. Eylül de de bütünleme var. Şu kalan üç dersi verip artık bu sene mezun olmam lazım. Sonra ALES e girerim. Ona çalışarak gireyim bari. Yapacak çok işim var...

2 Temmuz 2010 Cuma

Sınav Sorunları

İnanamıyorum DGS geldi çattı bile. Pazar günü sınava giricem. Bu sınavlar mı sınav, yoksa benim bu sınavlara girmem mi sınav hala çözmüş değilim. Tekerleme gibi oldu. Yoğurdu sarımsaklasakta mı saklasak....

Bilmem kaçtane yeni üniversite açılacakmış. Açsan ne olur... Ne kaliteli eğitimin var okulunda, ne mezununu istihdam ettirebileceğin kapasiten. Niye sittin sene okuyan çocuklar dershaneye gitmeden kazanamıyor bu öss denen illeti. Kazanamaz çünkü o sorduğun sorulara karşılık gelen eğitimi sen vermiyorsun. Hülyalar alemindeyiz vesselam.

Umutsuzda olsa ya tutarsa hesabı bu sınavada giricem. Geçen yılın soruları inanılmaz kolaymış. Keşke geçen senede girseydim. 2008 daha karışıkmış. Mantık problemleri ve olasılık problemleri daha fazlaymış. Ben giriyorum ya kesin bu yılda zor olur. Yarın izin alıp işe gelmesemde evde çalışsam ne güzel olur. Son dakka performansıyla ben ne çok sınavdan galip çıktım. Belki gene başarırım inşallah...

Off çok sıcak... Hiç çalışasım gelmiyor. Aklım biraz sınavda, birazdan fazla onda....

1 Temmuz 2010 Perşembe

Yinemi :((

Bu günde 5 şehit haberi... Ne acı yahu. Türkiye şehit vermediğin gün sevinme. Biz şehitlerimizi toptan veriyoruz... 5 gün şehit haberi yoksa 5 gün sonra 5 şehit haberiyle uyanıyoruz. Gene unutuyoruz gene unutuyoruz... En çok babasız kalan çocuklara üzülüyorum. Çok yazık....

Gelelim bana zayıflama harekatıma geri döndüm. Zaten sıcaklardan insanın bir şey yiyesi pek gelmiyor. lilaninevi bloğundaki zayıflamanın kanıtı fotolarını görünce, Allah ım izinden gidecek bir insan buldum sanırım diyerekten videoları indirdim. Callaneticsle diye garip isimli bir spor türü önce videoları izledim. Tabi videolar İngilizce ben kaldım Fransız. Bakarak çözmeye çalışıyorum ama abla orda dipnot verdiyse anlamıyorum tabi. Dün sabah 63. 3 tüm bu sabah 63 tüm bakalım gram gram zor olcak gibi ama inşallah arkası gelir diyelim. 55 oliim başka bir şey istemem ...

Ne zaman böyle konuşsam aklıma lisedeki bir gün gelir. Bir sınav çıkışı böyle dua ediyordum. Şu sınavım yüksek gelsin başka bir şey istemem... Arkadaşta demiştiki Allah ı kandırmasana... Hiç aklımın ucundan geçmeyen bir şeydi halbuki... O söylemese hiç bir zamanda farkına varmıcaktım :)) Çok gülmüştük o gün. Başka bir şey istemem haa... Habire bişiler istiyorum... Onu ver bunu al...

Dün eve gidince Callaneticsle i denemeye karar verdim. Ama ondan önce aklıma takılan bir şey vardı. Ben en son ne zaman takla atmıştım hatırlamıyorum. Acaba hala atabilir miyim boynumu kırmadan diye düşündüm . Bi cesaret denedim. Biraz kafamı yere çarptım hepsi o . Ama başardım. Aman otur otur iyice hamlamışım. Çocukken amuda kalkardık hoplardık zıplardık yüzyıllar öncesinde kalmış gibiler. Her yerim kalas gibi olmuş. Sporla vücuduma esneklik kazandırmaya çalışmaya karar verdim. Bir de spor solonu araştırmam lazım. Şimdilik evde yapıcam biraz ilerleme görürsem kesin spora yazılırım.

Şiir yollamışın iki satır. Döndüğünde sorun istemiyorsun anlaşılan. Yumuşatma çabaları. Bak ben o kadar insanlık yaptım döndüğümde arıza çıkarırsan ben daha da arıza çıkarırıma getirecen olayı. Her adımını ezberlemişim yahu. Hiç şaşırmadım... Diğerlerinin yanına koyarız bunlarıda. Yarısınıda sağdan soldan yürütmüşün dikkatimden kaçtı sanma...