30 Ocak 2011 Pazar

House M.D.

Ahh nerde böyle House gibi adamlar. Hem sempatik hem akıllı. Bakışları muzurluk dolu. Herşey Housa bağlı. 10 tane doktor 1 House etmiyor :)) Efsane olduğunu biliyorum ama gerçek olsa kesin gidip yanyana bir fotoğraf çektirirdim. Pazar sabahına house izleyer başladım ki beynimdeki paşa tramvasını o giderebilir sadece.


Paşa o gün işten geç bir saatte dönmüş. Kızın ailem merak eder deyip evine dönmüş olacağını düşünüyordum. Hiç aramadım hatta telefonu kendimden iki oda uzakta tuttum. Keza geçmişte çok suç üstü yapmışlığım var bir işe yaramıyor. Tecrübe konuşuyor. Beni geceye doğru arayıp arayıp X i evine bıraktım dedi. Saçlarımın tam uyumaya çeyrek kala diken diken olması bundan sebeptir... Bir kahvede ikram etmiştir artık diyesim geldide dilimin ucunda tutuverdim. Hırrrr..... Neyyse yattım uyudum sabah tesadüf mü diim ne diim tam karşımda kız. Noo noo nooo dinlemek duymak istemiyorum. İki elimle kulaklarımı kapayıp bağara bağara şarkı söylemek istiyorum. Neyseki bir şey söyleme gereği duymadan yanımdan seyirtip gitti. Artisstt..... Ama yinede biliyorum sorun bende benim beynimde. House gel al o bölmeyi pleasee...


İyi haberlerde var tabi dişimin kanal tedavisi bitti. Ve hiç korktuğum kadar acımadı ve en süperi iğne diye bir şey yoktu :D İğneden korktuğumu daha ilk karşılaşmamızda laf arasında söylemiştim doktora. Peki bunu nasıl başardı bu adam :))) İşin ehli işte. Ve siyah dolgu yerini beyaz kaplamayla değiştirdi. Evdekilere gösteriyorum bana arkadaki siyah eski dolgulu dişimi söylüyorlar :))) Adam süper iş yapmış yani farkedilmiyor bile. Ve o korkunç ağrıdan kurtulmak paha biçilemez. Şimdi sadece iki dolgu kaldı. Bir cesaret daha gösterip onlar içinde gitmeli.


Yapılcak çok iş var kaybolan ehliyetimi çıkarttırmalıyım, paso almam lazım ve bir kursa gidip insan içine karışmam lazım. Spor yapmam lazım.

Az önce biri aradı ingilizce konuştu. İngilizce biliyormusun diye sordu ingilizce olarak. Anlıyorum ama konuşamıyorum dicektim ki adamında Türkçe bilmediğini farkettim :))) Allah Allaah... Adam soruyor yöneticiyle görüşebilir miyim. Şimdi nasıl anlatmalı yönetici şehir dışında. Öööyle gözüne ışık tutulmuş tavşan misali kaldım. Oooo okeey okeey babayyy dedi kapadı :)))) Kesinlikle içinden moron demiştir. Ben keklendiğimi birinin benle alay ettiğini sandım ilk başta o yüzden çokta ciddiye almadım ama ba bayy deyip kapatınca harbi yabancı biri aradı galiba diye düşünmeye başladım bilemiyorum şüpheli.... Adama nerden arıyorsunuz diyorum anlamıyor. İngilizcesi ne la bunun diye düşünürken aklıma where are you from geliyor. Yok laa bu nerelisin gibi bişi. Hay Allah karizma yerle yeksan. Ben bunları beynimde evirip çevirirkene adam kapadı :))) Kurs diyodumya ihtiyacım olanı buldum sanırım İngilizce kursu :)))

28 Ocak 2011 Cuma

Kıskanç

Eğer bu bir hastalıksa ben kıskançlık hastasıyım :( Paşa yeni iş arkadaşıyla fazla samimi... Eskiden böyle durumlarda ilk kurşunu sıkan ben olurdum tartışmalarda, ama hep en çok hırpalanan ben oldum. Bu kez peşinen uyardım beni onunla kıskandırmaya kalkma diye. Çünkü bu kez oyuna gelmemeye kararlıydım, ama nedir bu cayır cayır yanan şey onu çözemedim. Niye iş seyahatine çıktıklarında gözlerimden sapır sapır dökülüyor bu damlalar, ahh ben bu hisle baş edemiyorum. Kimse buna deymez hele o hiç deymez biliyorum ama... Neyse... Kendi kendimi gaza getirmekte üstüme yok... Durup durup demleniyorum. Kendimle baş edemiyorum. Bırak diyorum kendi kendime sana hayrı olmayanın başkasına da hayrı olmaz nasılsa. Çok iyi insanmış gibi haller hepsi geçici nasılsa. Bakalım görelim. Kızda kuyruk gibi ne zaman görsem yanında :( Hırrrr...... Neyse, ne haliniz varsa görün. Üstelik dul... Kendisi bekar olduğunu iddia ediyor o ayrı. Ne değişik kavram anlayışı. Normal şartlarda kadın haklarını savunurum ama paşanın yanına yanaşan kadınlara düşman oluyorum. Niye ben böleyim yaaa.... Alın paşayı götürün, kurtarın beni yaaa.....

Bu gün beraber şehir dışına çıkmışlar. İŞ için. İŞŞ... Hişşş....

Çalışiim ben bende İŞime bakayım.

25 Ocak 2011 Salı

Psikopat Müşteri

Zaman geçiyor... Ocak bitti bile. İşler hala yoğun maşallah diyelim ama perişan olduk beaa.... Gece gündüz çalışıp yetiştiremiyoruz. Laptopu eve işe taşımaktan kambur kalacam :))) Çok şükür çoook....

Günün olayı psikopat müşteriydi. Adamla geçen yıl çalışmıltık bir tanıtım hazırlamıştık. Adam kuş hastası. Yok yok öyle böyle değil kuş peşinde ülke ülke dolaşıyor. İngiltere belçika :P Harbi diyorum sıyırmış.... Dükkana girmesiyle başlıyor anlatmaya, nasıl gidiyor dediğine pişman ediyor adamı. Bütün hayat hikayesini en yüksek sesten anlatıyor. Arada müdahale edip sözünü -balla- kesmek istesekte bizi duymuyor. Aynen devam amcam.... Ben bişi farkettim bu gün, hipnoz yeteneği var amcanın o kadar kesintisiz konuşma ve pazarlıkların ardından ben adama ilk ne dediğimi unutuyorum. Adama olmaz yapamayız yoğunuz derken adam işi bize kakaladı gitti. Beleşçi tayfasından. Varya bişi söyliyeyim mi nerde böyle kalantor abiler hepsi böyle avantacı. Eee öyle oluyormuş bu işler. Küçük esnaf daha delikanlı tabi belli olmaz da bu işler garip yahu. Ne bileyim bakkala gidip bir ekmek alsan parasını vermeden alamıyon dimi. Burda başka şeyler dicedim ama unuttum şimdi yarın gene gelcek gene kızarsam aklıma gelir belki. Patronda adama çok bilendi. Ama ses etmedi. O gidince bana çemkirdi :)) Tartışmasın çirkef müşteriyle diye bu gece adamın işini bitirmem lazım. Sabahta teslim eder ipleri keserim. Başarabilecek miyim acaba. Rest çekeyim diyorum... Elimde paralanmaz umarım :))

Oooof uykum var, işim var, kitap okuyasım var herşeyi aynı anda yapasım var. Oooof ne huzursuz bir ruhum var :))) Kendimle başedemiyorum. Neyse ben hepsinden biraz biraz yapiim bari. Şimdi biraz uyiiim sonra kalkar biraz çalışırım...

Osmaan ne tatlısın sen yaaaa....Cemile balıkçıyla evlensin evliya gibi adam bee, carolinde alinin başını yesin :))) Türkanı oynayan kız ne kadar güzel hiç tanımıyordum şimdiye kadar. Mehmet Ali Alaboranın eşiymiş. Ne şanslı adammış o. Dizi moduna girdim birden. Hadi ben kaçtım...

15 Ocak 2011 Cumartesi

Karışıkım....

Bu aralar her şey biraz karışık. Kafamda...

Bir grip oldum ilk defa bu kadar halsiz bıraktı beni. Kahretsin yaşlanıyorum galiba :) Grip geçti bir diş ağrısı başladı günlerce uyutmadı beni en son bir dişçi buldum. Adam baya bi pahalıcı aman iyi yapsında dedim parasını hallederiz. Bu aralar iyi çalışıyorum demiştim ya patron prim vermişti hepsi dişçiye gitti :(

Dişçiden acaip tırsıyorum tabi. Bu sefer baya bir ihmal etmişim. Kanal tedavisi dedi. Yıllaar yıllaar önce bir tanıdığım olmuştu, aklımda kalan tek cümlesi "o kadar acıyor ki"... Direk beynimde yankılandı avvv.... Adama sordum acırmı diye dişi bu hale getirmişin dedi bu saatten sonra dişçinin kabahati olmaz o dedi :))) Bir rahatladım ki sormayın.... Kalbim olsa Hakkın rahmetine kavuşucam yani. Kapadım gözlerimi sımsıkı dua ede ede atlattık ilk aşamayı çok şükür. Bu gün ikinci aşama var dı bir hafta boyunca kabuslar gördüm. Dünde paşanın içinden gelmiş bir yerlere gittik, biraz içtik, oo diyom bu kafayla hepsini çekse olur :)))) Hiç ayılmamak istedim vallahi.... Adama ayıp olmasın dedim yarına kadar ayılırım dimi dedim sabah ayılmıştım.... Adam üstüme kocaman bir örtü serdi eyvah dedim büyük bir ameliyat olacak sanırım yok dedi üstünüz pislenmesin dedi, ooo dedim desenize çok kan çıkacak - fazla testere izlemenin sonu - :))) Dişçi yok biz kansız çalışıyoruz dedi. İyi bari dedim. Korktuğum kadar çok acımadı neyseki.... Bir şeylerle törpüledi etti aman ne uğraştı gırç gırç gırç içim bir garip oldu. Hiç bakamam törpülenen şeylere oldum olası. Tik gibi bir şeyim var düşününki dişim törpüleniyor elimi ayağımı zor zaptettim . Dişlerinize iyi bakın valla....

İşler iyi çok şükür bir rahatlık var ne bileyim takır takır çözülüyor işler. Patron diyor ki çok memnunum çalışmalarından... Allah ım bunuda duydum yaaa :))) Yaba daba daaa....

Paşada daha olumlu gibi. Bir bizden bahsediyor diyorum içinden nihayet yarabbim, bir bakıyorum o konuşan adam sanki o değil unutmuş sanki söylediklerini. Bana diyor anlaşamamaktan korkuyorum. Olumsuz olumsuz olumsuz....Valla artık bende korkuyorum.

Bana deseler git şu arabanın önünü ellerinle tut kaldır yaparım. Yani kendi gücümle kendi enerjimle çok şeyi başarabilirim. Ne yaparsam kendi başıma en iyisini yapabildiğim kadar yaparım bu hayatta. Ama insanlar sanki herşeyi zorlaştırıyor. Hep engeller herşeye. Olumsuzlar. Onlarla birlik olup arabanın tamamını havaya kaldırabilirim ama onları ikna edemiyorum.... Anlatamadım sanırım ama işte böyle düşünüyorum.... Karışık olduğumu söylemiştim :)

Canım yiğenimi artık göremiyoruz. Anası öyle istiyor. Oysaki çocuk bizim elimizde büyüdü. Evde herkezin morali bozuk çok özledik çoook.... Hani derlerya burnumda tütüyor harbiden öyle... Aklıma geldikçe gözlerim doluyor. Evde ondan bahsetmiyoruz herkez birbirini üzmemek için susuyor... O da özlemiştir bizi, canım benim.... Aklımız hep onda iyi bakıyorlar mı ilgileniyorlar mı hiç bilmiyoruz. Bizdeyken tekti... Biri yedirir biri içirir.... Diyorum ya ben çocuğun çatal kaşık kullandığını görmedim daha.... Şimdi kim ilgileniyor onla bıcır bıcır konuşur, hep anlatacak bir şeyleri vardır onun, dinlerler mi sabırla...Aylar geçti, geçiyor, çok zor çook....

Kankim evliliğe bir adım daha yaklaştı. Bana nispet yapmaktan geri kalmıyor. Ben evlenseymişim benden alırmış nişan kıyafetimi, salak mıymışım ben neden evlenmemişim... Sanki durumu bilmiyor. Bunun yaptığına yaraya tuz basmak denir. Gerek var mı buna. Dedim sen mutlu ol benimde yazdıysa olur bir gün sen bana takılma dedim. Küstü.... Ben gene anlamadım. Amaan bende mi bir sorun var yoksa insanlar mı acaip ben mi çok hassasım anlamadım gitti. Böyle işte. Karışık...

6 Ocak 2011 Perşembe

2011 Uğurlumu Geldi Acaba :)

Bu aralar işler iyi maşallah. Biriken işler bir anda bitiverdi. Gözümde büyüyen o dağ gibi iş nasıl bitti hala inanamıyorum. Patron beni şaşırtıyorsun demeye başladı :))) Adam Allah Allah diye diye bir hal oluyor. Valla ne oldu, bir anda süper girl oldum sanırım elimi attığım iş çözülüyor. Müşterilerle didişmeden işleride teslim ettim memnuniyetleri her cümlelerine yansıdı patrona övgüler gidiyor. 2011 bomba gibi geldi ehehehee.... Valla 2011 e girdik her şey düzeldi. Paşa hariç :))) Yaw buraya yazmak için içimden bir atasözü geçti ama şöyle bir şeydi eğri ağaçtan doğru odun olmaz. Böyle bir şey var mıydı.... Google da arattım doğrusunu yazayım diye, google bulamadı bak. Bak yoksa bu laf benimdir haaa :)))

Sabah bir duş alayım dedim. Lamba patlamış. Süslü bir mumum vardı ayy romantik romantik filmlerdeki gibi olsun o zaman dedim. Mum yaktım bende. Anam bir yanık kokuları geliyor muma bakıyorum normal yanıyor problem yok sağında solunda yanacak bir şeyde yok, etraf duman mı buhar mı bir göz gözü görmüyor... Buhardır buhar diyorum.... Hava soğuk su sıcak normal yani.... Sonra bildiğin çatır çatır bir şeyler yanıyor hani sobaya kağıt atarsın çatır çatır sesler çıkarır ya öyle birden içerisi iyice aydınlandı.... Bir baktım mum komple alev almış :))) Süslü bir mumdu etrafı simli simli... panik oldum üstüne su dökmek gelmiyor aklıma.... mum üfleyerek söndürülür :)))) Allah akıl fikir versin üffleye üffleye bir hal oldum en son nihayet su döktüm söndü... Demekki neymiş evde yedek lamba bulundurmalı....

Ve kilolarım aldı başını gidiyor. 66 olmuşum ömrümde hiç olmamıştım. Bana neler oluyor bilemiyorum. Yemeği yiyip karnım doyunca vicdan azabı çekip rejime girmeye karar veriyorum. Acıkınca gözüm dönüyor her şeyi unutuyorum. Buna bir dur demem lazım. Ama nasıl :( Kocaman bir göbeğim var ve montumun önü kapanmıyor :(( iki buçuk yılda 15 kilo aldım yuhhh yani yaaa...... Hadi 2011 zayıflat beni .... Bir de bu kıyağı yap hadi noluuur......

Her şeyi 2011 den beklemek doğrumu bilmiyorum üstelik homurdanarak girmiştim. Yılbaşı akşamı paşa beni ekip kankileriyle takılınca çok bozuldumdu bir de altta kalırmıyım hiç tartıştık tabi söylene söylene markete gittim. Yılbaşında evdeysen tıkınman lazım :)) Kasvetli kasvetli dolaşırken bir tane çocuk ben size sepet getireyim dedi. Şok oldum valla insanlık ölmemiş dedim. Hiç gerek yoktu ama sanki birinin beni farketmiş olması mı desem ne desem çok duygulandım valla :) Çocuk koştu sepeti aldı geldi çok mahçup oldum çünkü raflardan rasgele birşeyleri kollarıma toplarken ne aldığımın önemi yoktu içimden paşayla harp ediyordum baya bi dolmuş kollarım... Allah razı olsun sepet getirdiği için değil insanlık ölmemiş dedirttiği için :)

Ve grip benide yakaladı nihayet üç gündür her kemiğim ağrıyordu bu gün çok çok daha iyiyim. Biraz sırtım ağrıyor o da laptop taşımaktan sanırım....Kmabur olcam yaa.... Aynı ebatta dahahafif bir şey üretemiyorlar mı. Bak buraya yazıyorum yakında yapacaklar. Ne ileri görüşlü insanmış dersiniz :P Bir tane netbook diye bişi çıkardılar benim gibi 4 numara gözlük takanlar için tam bir eziyet. Çok tatlı duruyor ama onla iş olmaz yani uzun süre o minnacık yazılara baka baka insan gözünden olur beyaa.... Neyse gözleri iyi bir abla var alırken caydırmaya çalıştım ama caymadı o kadar tatlı bir görüntüsü vardı ki... Bir bayanın onu parası varsa almak istememesi imkansız :)) Sonradan keşke seni dinleyip büyük alsaydım dedi...

Öyle yani şekerler, fazla atraksiyon yok hayatımda şimdilik bakalım. Aklımda hiç bir şey yok bu yıl için ... Kursa giderim sınava girerim felam derdim geçen yıllarda ama bu yıl hiç bir şey demiyor beynim. Amaan o kadar dedikde ne oldu ne konursa önüne onu yaşıyosun. Bu yılda ne gelirse onu yaşıcaz... Allah hepimizi iyi şeylerle karşılaştırsın inşallah :)