29 Aralık 2010 Çarşamba

Yeni Yıla Yerle Yeksan Girecem....

Sonunda beklenen oldu. PC elimde kaldı. Tam işlerin ortasında virüs belasını aştım sanarken hem de.... Hemde müşterilerden ezile büzüle iki güncük daha koparmışken.... Pufff.... Virüs bu belli canına okurdumda oyun oynayacak zaman değil. Maşallah işler bir açıldı bir açıldı..... Yıl sonu diye sanırım arayan arayana gece gündüz telefonda destek veriyorum... Bu ne laaa.... Alt tarafı yılın rakamı değişiyor insanlar çıldırmış olmalı...... Telefonum şey telefonu gibi zırrr zııırrrr zırrrr :)))) Töbee töbeee..... Hayır yani ne bekliyorsunuz yeni yıldan mucize mi..... Bişi olmıcak değişen bişi yok sakin olun tecrübe konuşuyor....

Pc yi formatlamamak için harcadığım enerji formatlamaya kullansaydım daha erken toparlamıştım durumu.... Tekrar her şeyi ayarla, tam bir eziyet. İşleri yetiştirememenin ezikliği, patronun cins cins bakışları, müşterilerin baskısı.... Bööööö...... Uykusuzluk.... Haliyle arıza lambam yanıyordu ve hala yanıyor...

Dizi izlmek istiyorum, kitap okumak istiyorum, uyumaaaak istiyorum... Arkadaş diyorki beni koruma vakfı açacakmış... Sloganıda o da bir insan olacakmış :)) Her kez bana başka iş buluyor bak eleman alcaklarmış benim adımı söylersin :P breh breh breh bizim arkadaşlar büyümüşte bana referans olurlarmış :))) , kızııııım girsene şu KPSS yee manyak mısın :) ....Manyakımmm..... Harbi bu hafta manyak olduğumu gördüm.... Memur olmak vardı anasını satiim... Akşam beş kapat kontağı :))) Pardon beşe çeyrek kala.... Bizim bir arkadaş Belediyeye hizmet veriyodu yaaa diyor kabinlerle ayırmışlar bunları bunlar kabinler arası gün yapıyorlar :)) Süper yaaa....

Tarihe merak sardım. Ömrümce nefret etmişimdir tarih coğrafya gibi ezber derslerden ve hiç bilmem iklim ve bitki örtülerini hangi savaşta kimlerin birbirine girdiğini. Okumalı bilmeli dedim... Bir ton kitap aldım gene.... Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, Alparslan vs... Fatih Sultan Mehmeti bitirmek üzereydiiim ki görüldüğü üzre işler zıvanadan çıktı...

Neyysee size doyum olmaz ben işlerime geri döniiiim bari....

21 Aralık 2010 Salı

Açık Öğretim

Bu gün harcı yatırmaya gittim. Dün paşa ben götürürüm dediydi. Yüürrüü senden gelcek hayır... Sanki işmiş beni bankaya götürmek. Ben hallederim dedim. Bozuldu :( vak vak vak.... Öyle cıvatadan kahramanlıklara karnımız tok :)))

Okumak güzelde şu harçlar olmasaydı :))) Ne alakaysa aklımda ziraatbankasına yatırılcak diye bir şey yerleşmiş. Sabah soluğu ziraat bankasında aldım, hiç kuyruk yok o zaman ahali içerde olsa gerek diye içeri girdim, içerdede kuyruk yok... Güvenliğe sordum, adam vakıfbank deyince yüzüm kızardı valla nitekim ben bu okulu 7 yıldır okuyorum, hala öğrenememişim... Allah tan güvenlikçi abi bunu bilmiyor :)))) Harç paralarını eskiden bankanın içinden yatırıyorduk iki memur görüp iletişim kuruyorduk. Şimdi bankamatikten yatırıyoruz. Teknoloji geldi mertlik bozuldu. İnsanlar çalıştığından herkez anasına babasına tutuşturu vermiş parayı yollamış bankaya. Ne anlasın amcam teyzem bu işlerden. Önümdeki kız beş kişininkini yatırdı teyzeler amcalar üşüştü başına :))) Tabi sıradakiler kıza kötü kötü bakmaya başladı, bir türlü ayrılmayınca makinenin başından, hatta arkadakilerden bazılar biz salağız ya sıra beklioruz falan demeye başladılar :)))

Sıra bana geldi nihayet. Yatırırken bir bayan geldi, sen biliyo musun dedi... Şimdi öğreniyorum, gel beraber yapalım dedim...Gıcık makina yaa 290 lira harç 300 veriyon almıyo ille 290 yatırcan bozuk yoksa çıkıcan sıradan paranı ayarlıcan gelcen,bir de ne kadar yatıracağını bankada öğreniyorsun, sürpriz yani... Bendede öyle oldu bozuk yoktu yakında milli piyangocudan bilet aldım para bozulsun diye :))) Bende bu şans varken kesin çıkar zaten :)))) Sonra sıra benden sonraki bayana geldi dedi göster bana gene... Onun kinide yaptık tam para isteme ekranında makina ciyak ciyak bağarıyo kız paraları düşürdü elinden aceleden eli ayağına dolaştı tabi, en sonunda parayı tıktı makinaya, aman al lanet olsun, deyince ben koptum artık :))))) Makina da yani sanki imha olcak öyle bağarıyo :))))

Dizi dizi inciyiz....

Bu Öyle Bir Geçer Zamanki dizisinden sonra Erkan Petekkaya dan nefret eder oldum. Halbuki severdim kendisini. Şimdi hiç yüzüne bakasım gelmiyor. Mete öldürememiş lavuğu.... Yanına katmak istediklerim vardı halbuki... Osman ı istiyomuş babababaaa bende insafa geldi sanmıştım. Mete ye karşılık Osman halla halllaaa.... Var böyle adamlar gerçek bu dizi gerçekten var.... Alinin ayılığı neyim gerçektir. Sanırım birde bu siyasi olayları Deniz Gezmişe de bağlıcaklar film hepten on numara bişi olcak.

Kavak yelleri kabak tadı verdi mevzu hep aynı o ister o istemez o pişman olur döner öbürü istemez :)))) Yok bitmez bu dizi ben diyim size....

Küçük sırlarda Arzunun o merdivenden yuvarlanacağını daha filmin başında anladım. Çok klişe çoook....

20 Aralık 2010 Pazartesi

Depresif haller....

Offf şimdi bütün hafta bekle hafta sonu olsun diye. Pazar günü hiç çıkmadım yataktan. Yatakla yorgan arasında kedi gibi miskin miskin yattım durdum. Midemde bir acayipti zaten. Laptopuda açtım, belki hevesim gelirde işleri yapar bitiririm diye.... Pc yi görmemek için kafamı yorganın altından bile çıkarmadım :))) Yokmuşum numarası yaptım yani :)))

Çok enteresan gece mesaj atmış yak yık tarumar et sonra mesaj at şiir yollaa.... Yaaaww yürü git.... En çokta ailem seni kabullenmez onları alıştırmam lazım demesi koydu laaa tek bir yamuğum yok bu güne kadar aynı mahallede doğdum büyüdüm komşularımın çoğu benim çocukluğumu bilir. Kabullenmemesi için bir sebep olması lazım. Paşadan öncede sevgülü mevgülümde olmaadı zaten. Benim sevdiklerim hep başkalarını severdi benide seven tek tük birileri çıkardı bende onları sevemezdim. :))) Halt etmişim ben... Keşke o beni sevenlerin biriyle gideymişim. Aşkta seven taraf olmayacan kardeşim. Bırak o sevsin o yorulsun. Nede çok biliyom :P

Arkadaşım hamile. Teyzişş olcam yakında. Biri daha hamile ama o uzakta. Kankimde yüzüğü mü atmış ne olmuş dün bişiler yazdı msnden. Dinlemiyom diye kızdı hatta. E kalk gel dedim naza çekiyo... Sen bilirsin deyince bozuldu. Oooff zaten daralmışım.

Neyse akşama doğru sıyrılabildim yataktan. O da buzdolabındaki tavuk,mantar neyim bozulmasın diye. Hımmm ne yapalım acep derken. Biraz blog keşfine çıktım gene. Ablalar mantarlı tavuk sote yapmış. Onlar tavuk göğüsten yapmış benimki tavuk incik. Tavuk tavuktur yapalım gitsin. Yarım kilo mantar gözüme çok geldi iyi artık dedim kendi kendime bütün mahalleyi kovalarım yiyin yiyin diye :))) Tavukları iki çevirdim tencerede suyunu salsın diye beklerken mantarları, havucu ve yağ biberini doğradım. Onlarıda tencereye ekleyince tencerenin kapağı zor kapandı. Ketılda su kaynatıp içine dökecektim ki maşallah tencerenin yarısına kadar su dolmuş. Ney saldı bu kadar suyu bilemedim doğrusu. Hiç su ilave etmeden kendi suyuyla pişirdim. Pişince tabi eridi bütün malzemeler. Azıcık bir yemek oldu, mahalleli yırttı yani. Teyzemlere götürdüm yarısını bakalım puanları alıciiz. Ben beğendim valla... Immhh ben kaptım bu işi yaaa...

Sıradaki icaraat, fırında kabak mücver.... Yapıcam bu akşam, inşallah yani. Hadi ben şu sıkıcı işlerime döniiim....

18 Aralık 2010 Cumartesi

Öyle mi canım...

Yatıyorum iş kalkıyorum iş. Bilgisayardaki virüs alttan alttan hala tehdit ediyor. Şu işleri eritene kadar onu bırkalamaya niyetim yok. Bakalım beni ne zaman yarı yolda bırakacak gene bu pc... Beynim o kadar dolu ki iş olsun paşa olsun... Kıpırdayamıyorum desem yeridir.

Günlerdir elime yapışmış bir iş vardı. Aklım ermedi gitti, tüm tanıdıklarımdan yardım istedim kimse çözemedi. Bende yapamadım, tabi her zaman ki gibi ben yapamadım demedim kimseye, uğraşıyor muşum ayağına yattım. Dün gene yedim zılgıtı patrondan. Adam mübarek adam mıdır nedir. Bu adam beni azarlıyo, ertesi gün o günlerce uğraşıp yapamadığım işi çatır çatır yapıyorum. :))) Al yaptım, daha da yeni yaptım hemde, çalışıyo canavar gibi.... Allah Allaaah.... Allah Allaaaaah.... Hayretler içerisindeyim... Bir daha bir işe başlamadan önce gidip azar mı işitsem ne yapsam :))

Boynuzlarımı sıvazlıya sıvazlıya dolaşıyorum bu aralar paşa sağolsun... Ne yapacağım ne yapmalıyım bunca yıl onca mücadele boşuna mıymış, bırakıp gitmeli mi her şeyi şimdi. Off hayat ne kadar da zor.... Ben bunların hesabını yaparken birazda moral olsun birazda içimdeki şeytan dürtükleyince fi tarihinde aldığım hoş bir elbise vardı onu giyip öyle gittim işe herkez şok :))) Ömrümde hiç mini giymemiştim. Çünkü hep şişkoydum hala öyleyim ama yaptım bi delilik. O gün de toplantı toplantı firma firma gezmem gerekti. Sağımı solumu çekiştirmekten bir hal oldum. :)))

Akşam paşa görünce şaştı kaldı. Hiç böyle görmemiştim dedi. Valla ben bile görmemiştim sen nerden görcen :))) Bir daha cesaret edip giyermiyim bilemiyorum. Ben bu paşaya ne tepki verceğimi artık bilemez durumdayım. Hala kendini savunması ise pess dedirtiyor... En azından dürüstmüş. Dürüst derken ? Laf maf yetiştiremiyorum. Benim ona sunabileceğim bir tecrübem yokmuş. Yaa haklısın ben seni boynuzlamadım. Tüüüh tühh... Bende diyorum nerde yanlışllık yapıyorum bu muymuş hay Allah.... Deli yaaaa bildiğin deli.... Böyle yani... Bana diyorki sen hırs yapmışın :)))) Sinirden gülüyorum yani....Biz evlensek bile çocuğumuz sakat olurmuş ömür boyu çekermişim, ben kaderi zorluyor muşum, zamanı varmış beklicek mişim, akıllı olcak mışım, kendimi yetiştircek mişim bla bla bla.... Her tartışmada aynı laf. Taktı benim çocuğuma, niye benim çocuğum sürekli sakat oluyo :))) Enteresan yaaa valla....

Ahh aaahh bu yılada yalnız girmek varmış kaderde.... Hiç böyle bir gelecek ummamıştım. Yaw en azından bir yerden sonra talihim döner diye umuyordum artık dönse nolur dönmese nolur....

14 Aralık 2010 Salı

Geldim gidiyorum.....

Yaaw az önce bir şeyler yazıyordumu ki basıldım. Hazır başım boşken dedim iki satır karalıyım. Kahve suyumu aldım, hop elim yandı, elim yanınca sıçradım tabi, sıçrayınca bütün bardak, taze kaynamış su elime döküldü iyice yandı. Aklımdan kötü bişi mi geçirdim acaba, o an anında cezam kesildi bilemiyorum :)) Neyseki ucuz atlattık ketıllar sağolsun suyu 100 derece yapamıyorlar :) eskiden bölemiydi. Harıl harıl yanan sobanın üstünde ki çaydanlığın buharı deri bırakmazdı valla :))

İşten güçten pek çene çalmaya vakit kalmıyor. Akşamları evde çalışmaya devam ediyorum. Yıl sonu diye maşallah arayan arayana. Keşke daha çok işi aynı anda yapabilsem. Hiç arıza çıkmadan sorunsuz hallolsa. Birde üstüne bilgisayarıma virüs bulaştı iki gün bilgisayarla uğraştım ne inatçı meretmiş. Valla bildiğim ne varsa denedim. Bi zahmet açıldı ama iki günümü yedi ve çok önemli işlerim öylece kaldı. Müşterilere verilmiş sözler tutulmadı. Çok fecii bir durum. O stresi anlatmaya bir kelime bulamıyorum. İki gün Burn içip sabaha kadar bilgisayarla uğraştım. İlk gün patrona demedim tabi virüs bulaştı diye hallederim sandım. Namussuz virüsle başedemedim. Artık ikinci gün sanki işleri savsaklıyormuşum pozisyonuna düşmeye başladım. Patronun başından duman çıkıyordu zira. Dedim böyle böyle virüs var. Benim kaçarım yok :)))) Yiyecem zılgıtı. İşler hala bitmedi. Biri bitseydi bari onada razıydım ama hepsi aynen duruyor. Panik yoook halletçez.... Bu gecede burdayız :)) Aman sabahlar olmasın :))))

Bunca işin gücün arasında birde hala yemek öğrenmeye çalışıyorum :))

Geçen patlıcan dolması yaptım. Paşa beğendi deee sunumum güzel değilmişşş.... Ooolm ne nankör bu insan oğlu denen yaratık yaaa. Naparsan yap bir eksik buluyor. Bana diyorki ne kadar da çok şey biliyorum değil mi. Dellenmemek elde değil. Ha bu tencereyi kafasına geçiresim gelmedi değil yani.

Geçen gün dedim sen ne unuttun bakalım. Düşündü düşündü .... doğum gününü dedi döndü gitti. Güler misin ağlar mısın. Akşamına da dedim bir yemek ısmarlıyayım bari sana, ben böyle bi salağım işte :)) , baktım pek niyeti yok ses etmedim. Ooo akşam partiye gitti beyimiz. Yaww ne biliim aynı noktada değiliz sanırım. Ben kendi çapımda takılıyo gibi hissediyorum kendimi :)) Anlam veremeyip soruyorum arada böyle mi diye öyle olmadığını sölüyor ama.... Bilemiyorum.... Çok soru işaretleri bırakıyor bende. Amaan yaa neyysee ne....

Hani filmlerde olur ya hatta artık komedi filmlerinde sık rastlanan sahne, ilişkimiz nereye gidiyor :P Komik ve saçmada buluyorum ama insan içinde bulunduğu duruma ad takmak istiyor birde yıllar mevzu bahisse. Aman neyseee... Ben o konuya girince çıkamıyorum.

Hayat hep aynı aslında dimi. İnsan farklı ama roller çok tanıdık dimi.

Derkeeen telefon çaldı.... Hoppala paşa... Sen iyisin kalbin iyi ben sana kötü davrandım falan diyor, eywah dedim ayrılcak herhalde... ben seni aldattım dedi. Bunu zaten biliyodum da ilk defa itiraf geldi şoktayım. Benim radarlarım var. Hissediyorum nokta atışı. Araştırıyorsam namerdim alakasız bir yerde alakasız bir insan şurda gördük burdaydı deyi veriyor sormuyorum kimleydi hikayenin geri kalanını bir başkası anlatıveriyor şöyle biri vardı . Bir kere toyken gene duydum sağda solda biliyorum yani, dedim beni aldattın mı, waaauuuwwww yyer yerinden oynadıydı. Haddimi bilmediğimden başladı nerde bitirdi hatırlamıyorum bile. O günden sonrakiler hiç koymadı bana. Kırılcak herşey o gün kırılmıştı. Ben yalan söylemem diyen birinin yalanını yakalayınca seni kırmamak içindi dediğinde eğer benim gibi inanmışsanız onun yalan söylemeyeceğine çok yakıcı oluyor. Sonrakiler o kadar dramatik gelmiyor. Ayyy çok konuştum genee....

Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler.... Bu kadar dedikodudan sonra iyi bağladım konuyu :)))) Neyse şuan işlerimi düşünmek durumundayım. Daha da dedikodu yapasımda var ama neyse ben kaçtım....

3 Aralık 2010 Cuma

Beklentiler Bitermi

Hep bir şeyleri bekleyerek geçiyor ömrüm. Sanki sonsuz bir hayatım varmış gibi, her şey birşeylerden sonra yapılmayı bekliyor. Liste kabarık. Beklenen şey gelmeyince listedekiler hayal kırıklığı hanesine yazılıyor bir süre sonra unutulup gidiyor hatta.

Üniversiteye başlamadan evvel gitar kursuna yazılmıştım. Özeller çok pahalı olduğundan halk eğitiminkine. Sanıyordum ki o zamanlar üniversitede şu filmlerdeki gibi çok sosyal olunuyor :))) Yanından bile geçmiyor desem yeridir. Eğer başka şehirde okumuyorsanız başka şehirde okuyanlar size pek bulaşmak istemiyor, sebep özgürlük ilan etmiş bildiğin ergen oluşları. Sizse anasının dizinin dibinden ayrılamayan yawru kuş. Onlar içki miçki alemleri gece geç saatlere kadar cafelerde sürtmeler felam takılırken siz iyi aile çocuğu şeklinde evde ananızla dizi izlersiniz :)))) Sanırsınız ki onlar yanlış yolda... Bişi diyim mi bu gün ben hala anamın dizinin dibindeyim, onlar evli mutlu çocuklu.... Nooolduu..... Yanlış bişiler var da ben çözemedim hala :))))

Neyse konumuz gitar.... O zaman uzunca bir dönem kar kış demedim kurs yolunu teptimdi sırtımda gitarımla. Ama dersler uyuz hoca yüzünden o kadar yavaaaş ilerliyordu ki. Gıcık olmamak mümkün değil. Adam derste açıyorduu telefonunu saatlerce telefonda konuşuyordu. Bizse onu bekliyorduk bir şeyler öğrenmek için. Sınıftakiler homurdanıyordu ama aramızda kimse yüksek sesle bişi demiyordu. Kurs ücretini yatırmaya gittiğim gün yönetim sorunca memnun musunuz diye patır patır döktüm eteğimdeki taşları. Sormasalardı söylemezdim, sordular söyledim. Hoca bana taktı ondan sonra yüzüme baka baka derste, it varmış bi tane şikayet etmiş beni, üzerine basa basa iiit , bırakıp gitsin o zaman,iiit.... ben hocam bir problemmi var bir garip bakıyorsunuız.... Öyle bakmasa üstüme alınacağım yok yani o derece safım :)))) Sonra kursun bir sonraki döneminde aranmadım. Bittimi kurs noldu hiç anlamadığım bir şekilde gitar hayatım son buldu. Şimdi nerden geldik buraya bu aralar diyorum gene bir kursa falan mı gitsem bu yaştan sonra acayip olur mu bilemiyorum ama bir etkinlik olmalı hayatımda.

Neyse bakalım....