19 Kasım 2010 Cuma

Evim evim güzel evim :)

Vaaayy uzun zaman oldu yazmayalı. Arada yazmaya yeltendimse de ne cümleleri ne kafamı toparlayamadığımdan sayfaya bakıp bakıp çıktım :)

Bu bayram tatili illaaaaç gibi geldi. Vallahi billahi ruhum dinlendi... Ve cumartesi iş başı var ve inanın korkuyorum gene o hengamede boğulmaktan. Ahh para kazanma derdi olmasa kapısının önünden geçmem.

Bayramdan önceki hafta şehir dışındaydım. İş için gittim. Biraz kafam dağalır başka bir atmosfer başka insanlar.... İş için bile olsa iyi gelir sanıyordum. Sonuç tam bir fiyasko. İlk iki gün abuk sabuk arızalarla uğraştık. Dersime çalışmadan sözlüye kaldırıldığım günlerdeki gibi hissettim kendimi orda. Tanımadığım yüzler tanımadığım ortamlar bana umduğum gibi sevimli gelmedi. Ve tam hazırlanmamıştım. Sadece yapmıştım işimi ama bir taraflarımı açıkta bırakmıştım :)) Hep te o açıkta kalan taraflarımdan saldırdılar.... Patrona ve müşteriye çaktırmadan açıkları kapatmaya çalıştım ayaküstü. İnsanlar sürekli başımdayken çok zordu gerçekten. İnsanlar konuşmak istiyor tanışmak istiyor benimse bir yere kapanıp aralıksız çalışmam gerekiyor. Kafamı kaldıramıyorum. Artık ikinci gün laf çarptırmalar başladı haliyle :))) Kızara bozara devam... Yaww sen ne işe yararsın dedi biri :)) Sohbet etmez yemez içmez.... Evet orda o stres altında tüm tekliflere acayip kapalıydım. Kabahatli çocuklar gibi yüzüm gözüm önüme düşük harıl harıl notebooka gömülmüş durumdaydım. Ve o güzel insanlar bana aralıksız çay ikram ediyorlardı ve ben utancımdan ben çay içemiyorum diyemeyip bir bardak çayı olabildiğince içmeye çalışıyordum, üç dört saatte anca bitiyordu bir bardak ve bittiğinde yenisi geliyordu. Kahve burnumda tütüyordu. Ahhh diyordum bir kişinin aklına gelmez mi.... O stresin tarifi yok Türkçe'de. İbranice anlatayım isterseniz :P

Otel desen ayrı muamma... Eksi beş yıldız verdim ben kendisine. İnternet var ama benim pc bağlanmamakta inat etti. Pis koltuklar, pis yatak, soğuksuu bırr... Sabahları o bırrr yaptıran suyla duş tam hakettiğim şeydi aslında. Ve o soğuk su altında insan kendinden çıkan seslere inanamıyor :)))) Yan odadakiler kimbilir ne sanmıştır. Kalbiniz fesat ooollmmm :))))

Son gün toparlandı herşey Allah a şükür dua ede ede atlattık. Çalıştı mı çalıştı valla :))) Yüce Rabbim yarı yolda bırakmadı beni, haketmesemde.... Valla bazen, öyle güçlü hissediyorum ki desteğini, tarifi mümkün değil. Olmazdayım yani köşeye sıkışmışım. Hoop ferahtayım. Çok şükür.

Son gün patrona olmıcak laf ettim çok bozuldu. Haddimi aştım. :(( Çok üzüldüm sonra ama laf ağızdan çıktıktan sonra telafisi olmuyor. Bazı şeyleri çaktırmadan hallettiğimden o daha az sorun var zannettiğinden ha bire başka işler söylüyor bense mevcudu kurtarma derdindeyim. Orda işi bitirip ertesi gün biraz turlayalım dedik ama suratlar beş karış. Ayyyy ömür törpüsü. Beynime ağrı saplandı. Kale male hiç bir şeyi gözüm görmüyor. Ve 7 saatlik dönüş yolu. Yolda başladı dökülmeye eee kabahtliyiz arabada onun :))) Yapçak bişi yok kuzu kuzu dinledim durdum. Eve dar attım kendimi. Taşına toprağına kurban oliiim.

Ve bayram tatili ımmhh süperdi doyamadım. Dolma yaptım, mantı yaptım öyle yani. Ev temizledim bunları bilem özlemişim..... Durup durup kapı sildim cam sildim hala dahada yapasım var :))

Bu günde kankiyle buluşçam dün müstakbel kaynanası geldiydi yakında istemeye gelcekler. Ühühüü.... Kıskanıyorum ama çaktırmıyayım dimi... Kuyruğu dik tutmak lazım :))) Bakiiimm öğreneyim neler olmuş.

Hadi ben kaçtım. Bayramınız güzel geçmiştir umarım :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder