Kurtuluş...

Biraz edebiyat parçalamaya geldim şimdi de....

Oyyh pazar pazar gene işler yakamı bırakmadı... iş yerinin bende yarattığı tramva ve sanırım artık aşırı doluluk halinden mütevellit benzini düz yolda bitmiş araba gibiyim. Waşşş benzetmeye bak... Ama cuk oturdu yani daha iyi bir cümle olamazdı... Hal budur... Kendimi ite kaka çalıştırıyorum, işlerle köşe kapmaca oynuyorum resmen, erteleyebildiğim kadar erteliyorum. İzne ayrılcam amma velakin hal öyleki şu an izin değil full performan çalışmam gerekiyor... Kendime vakit ayıramamak sürekli patrona bir şeyler sunma stresi müşteri dürtüklemesi bir zamanlar hanım hanımcık olan beni kendinden bir şey isteyenlere hırrrr hırrrr sesler çıkaran saldırmaya hazır tehlikeli bir yaratığa dönüştürmeye başladı... Bazen tansiyonum tavan yapıyor kendim kendime şaşırıyorum.... Şu an sabaha kadar yetiştirmem gereken bir dünya içim var. Sabah olacak diye korkuyorum.... Ertelediğim işlerin teslim günü geldi ta taaa... Büyük gün yarın :)) Ne kaa iyi bir haber dimiii....Benim uykum var.... Ve biliyorumki az sonra biraz yatayım diye kafamı yastığa koyacam ne uyucam ne uyumucam bir işe de yaramayacak bu stresim..... Niye yazıyon çalışsana mı dediniz... Benzin bitti çalıştırmaya çalışıyorum.... Yazınca durum daha vahim görünüyor.


Neyse bunlar edebiyat parçalama kısmı değildi.... Öff sanırım onu sonraya ertelicem neyse artık bir ara parçalarız....

dedikodumu yaptım kaçıyorum... azcık gözlerimi dinlendireyim :(