13 Eylül 2010 Pazartesi

Kürkçü Dükkanı

Tatil ne çabuk bitti yahu. Bana bunun gibi iki üç, yok yok dört hafta daha lazım. Gece geç yatayım sabah geç kalkayım.... Yetişçek bir şey yok aman ne hoooş... Örgü neyim öreyim. Gıcık gıcık müşteriler yok telefon yok. Habire ablamın başına ekşiyip kıza daral getireyim. Nolur yani :))

Sabah işe gelmeden evvel referandumu bir daha dinliyeyim dedim. Tanıdığım herkez yüzüme farklı söylüyor oraya gidince farklı şey atıyor. Ne sahtekar olmuşuz vesselam. Kim neye oy verdiğini ne kadar biliyor orası tam muamma. Gerçi artık bu sonuçlara nasıl güveneceksek. KPSS rezaletinden sonra. Şüpheli yani. Herşey şaibeli görünüyor artık bana. Neyse baktım geç kalıcam çıktım evden önce anneme uğradım bayram şekerlerimi ceplerime doldurdum ve yola çıktım. Offf ayaklarım geri geri gidiyor valla. Bu gün de işe gidilir mi diye diye..... Otobüs tıklım tıklım bu ne yaaa... Dükkana geldim hazırlandım kuruldum maillere falan baktım tam ağzıma şekeri atıyorum, tesadüfen kafamı kaldırdım, ben genelde bilgisayara gömülü yaşarım, karşımda yan komşu...... Dikmiş gözlerini bana bakıyor.... Abicim ne seyrediyon sen sorması ayıp. İnsan bir öhü möhüü der yahu. Amca 50 küsur yaşına gelmiş öğrenememiş. İnsan neye sinir olursa o gelir bulur onu dibinden de ayrılmaz. Eni konu geçmiş karşıma bakıyor, ben tabi leylaa......Hey Allah ım....

Bu gün miniş yiğenim okula başlıcaktı ama seçim sandıkları okullarda olduğundan bu gün başlayamadı. Çocuğun hevesi kursağında kaldı. Garibim evdeki tek çocuk o olunca önüne gelen okulla ilgili bir şey söyleyip duruyor. Akıllı bıdığım benim. O kesinlikle hakkını verir. Dün çocuktada heyecan vardı sanırım baya bir hareketli gördüm kendisini. Koltuğa çıkıp çıkıp tepeme atlamalar, karşılıklı top atmaca, arkadaş toptan daha çok zıpladığı için korkuyorum atmaya yüzüne gözüne gelecek diye, yastık savaşıda yaptık beynime yediğim bilmem kaçıncı yastık darbesinden sonra ben nakavt.... Ne enerjidir kardeşim yaww... Artık ben gidiim bari diye kaçma girişiminde bulununca uyanık ayaklarıma yapıştı. Ooo yaşlanmışım üstümde bir ağarlık var. Yürüyemiyorum sanki. Falan dedikçe kırılıyor gülmekten. Ahaa ilacını buldum gıdık iğnesi. Tabi gıdıklayınca arkadaş yerlerde. Kurtulmak çok zor oldu. Küçükken daha hafifti tabi ebat olarakta küçük olduğuna o öyle ayağıma yapışık dolaşırdık. Ama şimdi baya bir büyümüş kıpırdayamıyorum :))) Penguen yürüyüşü yapardık ayaklarıyla ayaklarıma basardı öyle yürürdük, şimdi ayağıma basınca ayağım eziliyor :)) Geçiyor be zaman... Dilerim çok güzel çok eylenceli günleri olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder